GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
155
Zayıflığın Sosyo-Kültürel İnşası Bağlamında Gençlerde Zayıf Bedene Sahip Olmanın Anlamı
alınan bir konu olmuştur. Farklı disiplinler tarafından ele alınması bedene yönelik kuramsal
açıklamaların çeşitliliğine yol açmıştır. Beden ve zayıflama davranışlarını açıklayan kuram-
sal yaklaşımlar da; biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bağlamdadır. Bu araştırmanın konusu
bağlamında bedenin sosyo-kültürel olarak inşasını vurgulayan açıklamalara yer verilmiştir.
Bu nedenle; bedenin varlığının, incelenişinin geçmişten günümüze kadar bedenin içinde
bulunulan zamanın koşulları bağlamında sosyal ve kültürel olarak inşa edilmekte olduğu
söylenebilir. Bedenin sosyo-kültürel olarak inşa edilmesi hasta beden ve engelli beden
tanımlarıyla birlikte, bireylerin kıyafet tercihlerinden, makyaj ve saç kesimlerine kadar bi
çok alanı kapsamasıyla örneklendirilebilir.
Tarih boyunca beden kavramı üzerinde kültürel tartışmalar söz konusudur. Bu tartışmalar
o dönemin sosyo-kültürel koşulları ve düşünürlerine göre çeşitlenmiştir. Bedenin; 17. yy.
Aydınlanma Döneminin temel kavramı olan ‘Akıl’, Kartezyen anlayış içinde, ‘Beden’ ile
olan karşıtlığı temelinde ele alınmıştır. Felsefede, merkezi bir konum işgal eden Akıl/Be-
den karşıtlığı, özellikle Descartes’in ‘düşünüyorum o halde varım’ önermesinin gönderme
yaptığı konumda artık Akıl yer almaktadır. Kartezyen bakışta, uzamda bir yer kaplayan bir
şey olan ‘Beden’ ise, diğer fiziki nesnelerden farksız bir nesne durumundadır. Maddi bir
nesne olan Beden, dış dünyanın bir parçasıyken, akıl ise düşünen ve maddi olmayandır
(Nazlı, 2005, s. 73).
Ayrıca tarihsel açıdan bedene bakıldığında 18. yy’da Batı’nın beden konusundaki düşün-
cesinin biyomedikal model çerçevesinde (Illich 1986) değerlendirildiği ve hastalığın da
biyolojik bir rahatsızlık sonucu oluştuğu ifade edilmektedir (akt. Howson, 2013, s. 8).
Oysa ki, sosyolojik açıdan beden, bireysel özellik gibi görünen durumların aslında top-
lumsal nedenlerinin olduğu, ayrıca hastalığın yalnızca bireydeki “bozuklukların” sembolü
değil aksine toplumsal düzenlemelerin metaforları olarak görülmesi gerektiği ve hastalığa
ilişkin söylemleri okumak için yeni yöntemlere gereksinim duyulması üzerinden açıklan-
maktadır (Sontag 1978; Turner 1982). Örneğin 19. yy’da tüberküloz hastalığı edebiyat
çevrelerinde zeka ve sanatla ilişkilendirilirken, 20.yy’da hiperaktif, çocuklar zeka düzey-
lerinin yüksek olmasıyla değerlendirilmektedirler (akt. Turner, 2004, s. 216). Bu noktada
da gençlerin zayıflamak istemelerinin nedenlerini bireysel bir tercih noktasından değil
de toplumsal bakış açısından ele alan kuramsal açıklamalara ihtiyaç olduğu söylenebilir.
Sosyo-kültürel açıklamalarda sosyo-kültürel faktörler olarak; toplumsal idealler, toplum-
sal cinsiyet beklentileri, rol sosyalizasyonu, kitle iletişim araçları beden memnuniyetsiz-
liğini belirleyen önemli nedenler arasında gösterilmektedir (Heinberg, 1996 akt. Barker
ve Galambos 2003, s. 142).
Bedenin sosyal olarak inşa edilmesiyle ilgili sosyolojik açıdan yapılan açıklamalarda bede-
nin sosyal ve kültürel anlamların merkezinde yer almakta olduğu vurgulanmaktadır. Zira,
sosyal dünyayla sembolik ilişkisi bağlamında beden, “yaşayan” bir varlık ve sosyal olarak
inşa edilme özelliklerini taşımaktadır (Howson, 2013, s. 8). Bedenin sosyal olarak inşa
edilmesi konusunda; Mary Douglas, Michel Foucault ve Erwing Goffman’ın da açıklama-