152
Çiğdem Sema Sırma
Araştırmanın asıl odağı olan zayıflama/ zayıf bedene sahip olma isteğine sosyolojik açıdan
odaklanan araştırmalarda Demiray ve Çalışır (2016), Günindi-Ersöz (2010), Özcan-Demir
vd., (2004), Şensoy (2013), Ulusoy vd., (2003) ise bireyin zayıflamak istemesinin nedenleri
ve kilolu olmanın bireyin sosyal yaşamına getirdiği sonuçlar üzerinde durulmaktadır. Bu
araştırmalarda; gencin kilolu olması ve/veya zayıflamak istemesinin nedenleri; aile, akran
grubu ve tüketim odağında medyadaki söylemler gibi faktörler bağlamında ele alınmıştır.
Örneğin bedendeki değişimi tüketim bağlamında ele alan araştırmalardan biri olan Gü-
nindi-Ersöz (2010), tüketim toplumunda bedenin de bir tüketim nesnesi haline geldiğini
ifade ederek bedenin kendisine dayatılan güzel, zayıf ve seksi özellikleri barındırması ge-
rektiğini sıfır beden kavramı çerçevesinde değerlendirmiştir.
Diğer taraftan sosyolojik anlamda yanlış beslenme alışkanlığı nedeniyle yeme bozukluğu
gibi bireyde meydana gelebilecek olası sorunlara odaklanan araştırmalarda yapılmaktadır.
Bu araştırmalardan biri olan Ulusoy vd., (2003) tarafından yapılan araştırmada, gençler
arasında görülme sıklığı giderek artan anoreksiya ve bulumiya nervozanın nedenleri top-
lumsal cinsiyet rolleri bağlamında ele alınmaktadır. Sonuç olarak araştırmada, medyanın
kadın bedeninin zayıflığını idealleştirerek gençlerde güzelliği zayıflıkla ilişkilendirdiği ve gü-
zellikle ilgili kabullerin genç kızları erkeklere göre daha fazla etkilediği belirtilmiştir.
Zayıflama davranışlarını sosyolojik olarak inceleyen uluslararası araştırmalarda ise, gencin
zayıflama davranışının nedenleri kültür, etnisite ve tüketim bağlamında ele alınmaktadır.
Batılı güzellik ideallerine ulaşma isteğini etnik köken bağlamında inceleyen araştırmalarda
Casanova (2004), Duke (2000), Logio (2003) ve Lovejoy (2001) farklı etnik kökenlerden
olan gençlerin güzellik beklentileri üzerinde durulmuşlardır. Örneğin Casanova (2004),
beklenen sosyokültürel idealler ve güzellik imajlarına Latin genç kızlar tarafından ulaşılma-
ya çalışıldığını, bu idealler bağlamında da gençlerin bedenlerini eleştirme eğilimi göster-
mekte olduklarını belirtmiştir.
Bireylerin bedenlerine ilişkin olarak yapılan değerlendirmeler içinde bulunulan zamana,
beklentilere ve üretim şekillerine göre değişebilmektedir. Bu noktada açıklamalar getiren
Klein (1996) ve Stearns (1997) 20.yy’ın başına kadar, Amerika ve Avrupa’da zayıf olmanın
değil kilolu olmanın önemine dikkat çekerek bu dönemde kilolu olmanın zenginlik, zayıf
olmanın ise hastalıklı olmanın işareti olarak görüldüğünü ifade etmişlerdir. Aynı zamanda
yine Klein (1996) ve Stearns (1997) bazı kültürlerde, “dolgun” olmanın “kilolu olmanın”
ödüllendirilen/ kabul edilen beden olduğu ve genç kızların bedensel görünüşlerinin önce-
likle babalarının -daha sonra da eşlerinin- zenginliklerinin bir göstergesi olarak değerlen-
dirilmekte olduğunu belirtirler.
Bununla birlikte yazılı ve görsel medyanın bireylere zayıflığı özendiren mesajlar iletmesini
ise Boero (2007), Saguy ve Gruys (2010), ve Smith Maguire (2008) vurgulamışlardır. Obe-
zite ve yeme bozukluklarıyla ilgili olarak 1995-2005 yılları arasındaki yapılan haberlerde
kilolu olmanın sosyal ve ahlaki anlamlarını inceleyen Saguy ve Gruys (2010) Amerika’da