GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
51
Gençlerin Toplumsal, Kültürel ve Siyasal Hayata Katılımı: Malatya Kent Konseyi Gençlik Meclisi Örneği
Gençlerin siyasal toplumsal ve kültürel katılımını geniş ölçekte ele aldığımızda özellikle
marjinalize olmuş bireyler arasında oransal anlamda büyük bir sayıya tekabül eden genç-
lerin toplumsal hayata katılımı, toplumsal aidiyet bilincinin arttırılmasının, ülkenin sosyal
ve ekonomik gelişimine olan katkısı sebebiyle giderek önem kazandığını söyleyebiliriz.
Bu açıdan gençlerin katılımını arttırmak için genel anlamda merkezi- yerel yönetim ve sivil
inisiyatif tarafından teşvik edilmeleri ve gençlere yönelik hazırlanacak programlarla katılım
konusunda yönlendirilmeleri gerekmektedir. Yerel yönetimlerin gençlere yönelik sorumlu-
luklarına karşın gençlerin yerel yönetimlere ilgisiz kaldığı da göz ardı edilmemesi gereken
bir konudur. Bu ilgisizliğin sebeplerinin başında, yerel yönetimler konusundaki farkında-
lığın yetersizliği ve yerel yönetimlerin rolleri hakkında bilgi sahibi olmamaları gelmektedir.
Bu algının kırılmasına dönük KİA’lar önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gençlerin toplumsal, kültürel ve siyasal hayata katılımını genişletecek mekanizmalar ola-
rak görülen UGP başta olmak üzere, Kent Konseyleri, yerel yönetimler uhdesindeki genç-
lik merkezleri, Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri bünyesindeki gençlik merkezlerinin belli
ideolojik çevrelerin etkisine girdiği eleştirilerini de beraberini de getirmektedir.
Bu durumun önüne geçebilmek amacıyla başta yerel yönetim birimleri olmak üzere genç-
lik programı üzerinde çalışan sivil ve resmi otoritelerin gençlikle ilgili faaliyetlerinin toplu-
mun tüm kesimlerini kapsayıcı nitelikte olması beklenmektedir.
Bu sorunların aşılabilmesinde, yerel yönetim, merkezi yönetim ve sivil toplum üçgenindeki
Kent Konseylerinin, yoğun, sürekli ve özverili bir çaba göstermeleri önem arz etmekte-
dir. Malatya özelinden Türkiye geneline baktığımızda liselerde ve yüksekokullarda bir
dereceye kadar katılım kanalları açık olmasına rağmen, eğitimine devam etmeyen/ede-
meyen gençlerin, gerek yöneticiler gerekse STK’ların çoğunluğu tarafından hedef grubu
olarak değerlendirilmedikleri de görülmektedir. Bunun için bu gençlere yönelik çalıştaylar
yapılmalı; çalışan ve işsiz gençlerin katılım süreçlerine dahil edilmesine yönelik öneriler
geliştirilmelidir.
Gençlerin sorunları ortaya çıkmadan önce engelleyici ve önleyici önceliklere yani proaktif
bir eylem planına göre hareket edilmesi gerekir. Bunun için bilgilendirme, yönlendirme ve
danışmanlıklar büyük önem arz etmektedir. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde gençlik
yönetmelikleri yeniden oluşturulmalı, bu yönetmelikler katılımın sınırlarını daha da geniş-
letmeli ve kolaylaştırmalıdır.