42
Oğuzhan Göktolga & Hasan Batar
bilgi teknolojilerini kullanma becerisi, medyaya katılma, etkileşim ve tartışma becerileri,
gönüllülük faaliyetlerine katılım gibi göstergeler modern demokrasilerde siyasal katılımın
dışındaki katılım sürecinin birer uzantılarıdır (Schusler ve Krasny, 2008: 270).
Küreselleşmenin etkilerinin özellikle toplumsal ve siyasal alanda da yoğun olarak hisse-
dilmeye başlanmasının ardından, uluslararası düzeyde, gerek uygulama açısından gerek-
se düşünce zemini açısından pek çok değişiklik olagelmiştir. Bunlardan birisi, yönetişim
odaklı yerel yönetim söylemleri ve bu söylemin merkezinde gençlerin olması gerektiğine
ilişkin yaklaşım ve uygulamalardır. Yönetişim, çok aktörlü, kendisi yapmaktan çok top-
lumdaki aktörleri yapabilir kılan, insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleş-
tiren, ademi merkezi yönetim anlayışını benimseyen, devlete düzenleme rolü yükleyen,
sorumluluk dengesini devletten sivil topluma kaydıran, karşılıklı etkileşimle yönlendirme
sürecini öneren, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran, siyasal ve ekonomik gücün
daha yaygın dağılımını içeren düşünceleri ve bireyle devlet arasında yeni bir ilişki biçiminin
gelişmesini kavramsallaştırmak için kullanılmaktadır (Tekeli, 2003: 226-227).
BM (Birleşmiş Milletler) 1985 yılını “Uluslararası Gençlik Yılı” olarak ilan ederken, bu yıla
ilişkin olarak katılma, gelişme ve barış olmak üç ana tema belirlemiştir (Tezcan, 2003: 121;
Aksu ve Paykoç, 1986: 11). Aslında BM’nin bu icraatının, gençler üzerindeki psikolojik
etkilerinin pozitif manada ve uzun vadede etkilerini gösterdiğini söyleyebiliriz. Belirlenen
bu ana temalar doğrultusunda hem doğrudan toplumsal yaşamın sorunlarının çözümün-
de aktif olması; hem de kendilerine görevler verilmesi suretiyle toplumsal sorumlulukları,
idealleri ve hedefleri benimsemesi hedeflenmiştir. Çünkü genç, içinde yaşadığı toplumun
sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal sorunlarından bağımsız bir dünyada yaşamamakta-
dır; bilakis böyle bir dünyanın merkezinde bulunmaktadır. 2002’de Polonya’nın Krakow
kentinde düzenlenen “Gençler: Kentlerinin ve Bölgelerinin Aktörleri” konulu konferansın
sonuç bildirgesinde; gençliğin katılımının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi, gençlerin her
türlü toplumsal katılım araçlarından istifade etmesi gerektiği, gençlerin demokratik ya-
şamın vazgeçilmez unsuru olduğu ve karşılaşacakları tüm sorunlara çözüm bulunması
gerektiği kararları yer almaktadır (Tenikler, 2004: 254).
Birleşmiş Milletler Johannesburg Uygulama Planı’nın 170. paragrafında ise sürdürülebi-
lir kalkınmaya yönelik tüm program ve faaliyetlerde gençliğin katılımının sağlanması ve
gençlik meclislerinin teşvik edilmesinin gerektiği vurgulamaktadır.
Katılımcı demokrasi bağlamında, halkın karar alma mekanizmalarında yer alması konusu
daha çok yerel yönetimler üzerinden yoğunlaşırken, bu yoğunlaşmanın esas unsurunun
gençler ve kadınlar olması vurgusu ön plana çıkmaktadır. Yerel yönetimler, halkın kendi
özgür iradesi ile seçmiş olduğu organlar vasıtasıyla kendi kendini yönetmesine imkân ve-
ren kurumlardır. Bu özellikleriyle bir sivil toplum kurumu olarak, tabana dayalı şekilde orta-
ya çıkmış olmalarından dolayı, yurttaşlık bilincinin gelişmesine katkıda bulunarak, siyasal
katılımın gerçekleşmesini sağlarlar (Özer, 2000: 133). Ülkemizde sosyal devlet olgusunun