97
O ara otuz yaşı dönmüşüm. İyi sayılan bir aylığım
var. Ne yani, bu çocuk öğrenci hayat koşuluna mı
indirmek istiyor beni.
Dönüşte yeniden tanıştık. Zaman zaman vapurda,
yolda, Sezo’nun (Sezai Karakoç) evinde-bürosunda
rastlaştıkça konuşurduk, (ama her şeyden)…
Daha çok 1964–1966 yılları. Söylenmemiş güzel söz-
ler de vardı aramızda. Ama bir arkadaşlığımız olma-
dı. Serüvenlerinden söz ederdi. Bunları, tuhaf yan-
larını öne getirerek anlattığını anımsıyorum. Şiirine
de yansımıştır. Sezai ile onun bu tavrı ve öyküleri
üzerine çok konuşmuşumdur.
O yıllarda mukaddesatçı genç sanatçılarla aramızda
büyük kopukluk yoktu. Kopukluğu onlar yarattı.
Zaman nasıl da akıp gitmiş? Tam yirmi yıl oluyor
Cahit Zarifoğlu ile görüşmeyeli. Bir gün de bin yıl
olacak.”
32
32 Cemal Süreya;
Günler
, 3. Baskı, YKY, İstanbul 2006.