93
İçlerinden Cahit Zarifoğlu, Cemal Süreya’ya daha
bir yakınlık duydu. Sezai Karakoç’un şiirlerinden
çok Cemal Süreya’nın şiirlerini beğeniyordu. Ayrıca,
öğrendiğine göre kişilikleri de benzerdi zaten.
Ve bu nedenle:
1962’de hiç tanımadığı -o yıllar Paris’te bulunan-
Cemal Süreya’ya mektup yazdı:
“İstanbul’a döndüğünüzde sizinle ev tutup birlikte otura-
bilir miyiz?”
Zarifoğlu bu toprakların yoğurduğu temiz kalpli
Anadolulu şairlerdendi; şiirlerine hayran olduğu bir
büyük şairle aynı çatı altında yaşamanın düşünü
kurabiliyordu… “Yabancılaşma” henüz bu toprak-
lara uğramamıştı.
Üstelik…
Bu mektubu yazan kişi sıradan biri değildi. Siyasal
meselelerden uzak durmuyordu.
Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Necip Fazıl gibi
“Abiler”in etrafında bir okul/ocak görevi gören der-
giler etrafındaki duygusal beraberliği ve düşünsel
birlikteliği yaşıyordu.
“Allah, Peygamber sevgisi ihmal edilmeden, dünya mesele-
leri ön plana çıkarılmalıdır”
görüşünün ilk savunucu-
larından biriydi.
Müslümanların öncü kuşağındandı.
Buna rağmen solcu Cemal Süreya ile aynı evde otur-
maktan çekinmiyordu.