22
Şiirlerinin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanma-
sının ardından Peyami Safa, Nurullah Ataç, Yakup
Kadri gibi isimlerin samimi tebriklerini alır. Artık
‘dolap beygiri gibi gidip gelmekten ibaret’
olarak gördü-
ğü bankadaki görevinden de istifa eder.
İkinci şiir kitabı çıktığında 24 yaşındadır ve bütün
yurdu saran fırtınanın adı
Kaldırımlar
olmuştur.
Herkes onun şiirlerinden bahseder, özellikle kitaba
da adını vermiş olan ve kibar çevreler ile edebiyat
camiası kadar halk arasında da bilinen, içine tüm
huzursuzluğunu, tüm acısını kattığı
Kaldırımlar
adlı
şiiri elden ele dolaşır,
Necip Fazıl
’ı tüm yurda tanıtan
bir marş gibi hiç durmadan tekrarlanır.
O, artık beğenilen, övülen, tanınan bir şairdir. Ken-
disine de pek çoğunun baktığı gözlerle bakar üste-
lik! O,
‘muhteşemdir’
, treni kaçırsa yanına gelen bir
hayranına, ‘kovdum gitti!’ der, konu açılsa ‘dünya-
da en iyi ayakkabı bağlayan insanın kendisi oldu-
ğunu’ iddia eder, dünyada iki tane çok büyük şair
olduğunu söyleyen dostuna hemen diğerinin kim
olduğunu sorar. Yanmayan sigarasını ‘bu da düzen
gibi’ bozuk serzenişiyle fırlatıp atar.
Mükemmel bir Osmanlıcası vardır. Osmanlıca bir
sözcüğün yazımındaki akademik tartışmalarda bile
son sözü o söyler.
Kendini iki ayrı parçaya bölünmüş hissettiği, par-