38
Dergisi abonesidir ve aidatını ödememiştir. Bu-
nun üzerine Nuri Pakdil’e selam verir:
“Nuriciğim!
Yahu, derginin parasını vermemiştim. Dur şimdi vere-
yim…”
deyince Nuri Pakdil:
“Beyefendi, bakın şu-
radan ilerleyecek, o binayı geçecek, postaneden çek ile
havalenizi yapacaksınız!”
der ve yoluna devam eder.
Turgut Özal ardından bakar.
Her an seslere ses katacak, yağmurları indirecek,
bulutları, en sarsıcı fırtınaları estirecek, rüzgârları
sürekli yedeğinde, yüreğinde taşıyan ‘çelik
adam’dır.
Duruşunda ‘entelektüel bir derviş’ saklıdır.
Öfkesini, bulvarların utanç vitrinlerine düşürmüş
gibidir.