30
yabilmeleri için zamana ihtiyaçları olacaktır.
“İşler
nasıl?”
diye soru soran birisi, “
Ne işi beyim? Ne işi
konuşuyorsun sen? Benim ne iş yaptığımı sanıyorsun
sen?”
kabilinden sert sözlerle karşılaştığında şa-
şırır, dağılır. Fakat bu sert tepkinin altında söy-
lenmek istenen anlamın,
“Biz iş yapmıyoruz, biz
Allah’ın buyruğu altında yaşıyoruz. İş yapmanın be-
deli paradır. Biz para için yaşamıyoruz. Para iğrenç bir
şeydir. Bizim çalışmamızın karşılığı olarak nasıl olur
da, böyle bir şey reva görülebilir?”
olduğu anlaşıldı-
ğında, ona hak verilmesi gerekir. Fakat o, hiçbir
zaman, size bu anlamı doğrudan açıklamaz. Bu
anlamı sizin kendinizin çıkarması gerekir. Zaten
onun sözlerinden bu tür anlamları çıkarmayı ba-
şaramıyorsanız, onunla iletişim kurmaya çalışma-
nız boşunadır. Siz kendi alışkanlıklarınızda ısrar
ettiğiniz sürece, onun aynı sert tepkisiyle karşılaş-
manız mukadderdir. Bu durumda da iletişim söz
konusu olamayacak demektir.
O, bu tepkisini dille açıklamaya yanaşmaz. O, aynı
tepkiyi tekrarlamaya devam eder. Mesela kendisi-
ni ziyarete gelmiş esnaftan bir hemşehrisine din-
lettiği bir Beethoven L.P.nin “ne demek istediği”
sorusuyla karşılaşınca, “Bunun anlamı öbür yü-
zündedir.” deyip aynı plağın bir de öbür yüzünü