9
tur… Ancak bir süre sonra pişman olup vicdan
azabı çeker… Padişahı teselli etmek için,
bir tarikat şeyhi olan “Şeyh Küşteri” bir
perde kurup, Hacivat’la Karagöz’ün deriden
yapılmış tasvirlerini perde arkasında oyna-
tıp onların taklidini yaparak padişahı avu-
tur. Türkiye’de gölge perdesine “Şeyh Küşteri
Meydanı” denmesinin nedeni de bu rivayettir.
Yaygın bir efsane olmasına rağmen, yapılan
araştırmalar bu efsanede tarihî tutarsızlık-
ların olduğunu ve gerçekle pek alakası olama-
yacağını ortaya koymuştur... Hiçbir kaynakta
Şeyh Küşteri’nin Karagöz oynattığına dair
bir kanıt yoktur... Ayrıca islami bir mabet
yapılırken idam cezası verilmesi de söz ko-
nusu değildir. Sonra Ulu Camii Sultan Orhan
zamanında değil, Niğbolu Muharebesi’nden za-
ferle çıktıktan sonra yirmi camii yaptırma
sözüne binaen “Yıldırım Bayezıd” tarafın-
dan yaptırılmış olup, 1400 yılında tamamlan-
mıştır. Ders kitaplarına da giren bu riva-
yet gördüğünüz üzere çelişkilerle doludur...
Karagöz ile ilgili tartışma konularından
birisi de kahramanlarının gerçekten yaşa-
yıp yaşamadıklarıdır… Halkın dilinde farklı
şekillerde ete kemiğe büründürülmüş, asıl-
mış, sürgün edilmiş bazen Selçuklu’da bazen
Osmanlı’da yaşamış ve hayallerine perdede
hayat verilmiştir… Artık “nereden gelmişe”
değil “nereye gidiyor” a bakmak, “ne zaman
yaşamış” a değil “bugün ne kadar yaşatabi-
liyoruz” a odaklanmak çok daha mantıklı bir
