8
rilmiştir. İslam dünyasında çeşitli kelamcı
ve tasavvufçuların eserlerinde hayal sahnesi
evrene, insanlar ve tüm varlıklar, perdedeki
geçici hayallere benzetilmiş, oyundaki ha-
yaller nasıl perde arkasında görülmeyen bir
sanatçı tarafından oynatılıyorsa, evrendeki
varlıkların da görünmeyen bir yaratıcı ta-
rafından hareket ettirildiği anlatılmıştır.
(Cevdet Kudret, Karagöz, Ankara 1968)
Gölge oyununun nereden ve nasıl doğduğu
konusunda birçok rivayet söylenegelmiştir…
Mesela Çin imparatoru “Wu” nun çok sevdiği
karısı ölünce, İmparator bunalıma girer ve
içine kapanır… Halk onu bu durumdan kurtar-
manın çarelerini ararken, “Şav Wöng” adlı
bir Çinli, imparatorun üzüntüsünü hafifletmek
için, sarayda bir perde kurup arkadan ışık
yakarak bir kadının gölgesini düşürür ve bu
gölgeyi ölen kadının hayali olarak imparato-
ra sunar… (M.Ö 121)
Bu rivayetler bizdeki Şeyh Küşteri olayıy-
la da uyuşmaktadır… Çelişkileriyle birlikte
şöyle ki; Sultan Orhan (Hük.1239-1254) dev-
rinde Bursa’da “Ulu Camii” yapımında Karagöz
demirci, Hacivat da duvarcı ya da usta başı
olarak çalışır. İkisi arasında her gün sürüp
giden şakalaşmaları dinlemek isteyen işçi-
ler, işlerini güçlerini bırakıp onların çev-
resinde toplanır, bu yüzden de cami inşaatı
bir türlü ilerlemez… Bunu öğrenen Sultan Or-
han, Karagöz ile Hacivat’ın boynunu vurdur-