84
biliyor musunuz? Acaba bir Afganlı, hele olayların içinde
yaşamış bir Afganistanlı bu romanı okursa ne düşünür?
Eminim ki, zaman zaman gülecektir. Zira bu bir araştır-
ma ve gözlem romanı değil. Sadece çoğu gazete bilgileri
ile ortaya çıkmış bir birikimin kullanılması. İşte bu tür
bir romanın en büyük eksiğidir. Bir Afganistanlı nasıl
oturur, nasıl kalkar, nasıl davranır, ne düşünür, nasıl
bakar, tepkileri nasıldır... İlâ âhir. Bunlar yerinde görül-
meden Afganistan olayını konu edinip roman yazmak çok
rizikolu, roman sanatı açısından. Bu yüzden, ben daha
çok bir tek kişinin perspektifinden vermeye çalıştım olayı.
Afganistan olayı sessiz kalınacak bir olay değil. Fakat bu
biraz da mizaç işi diyebilirim. Bir heyecan işi. Bir şairin
binlerce kilometre uzaktan bu heyecanı duyması ise ol-
dukça kolay.”
27
Afganistan’ı görüp görmediği sorulan Zarifoğlu so-
ruyu şöyle cevaplar: “
Afganistan’ı görmedim, ancak
o kadar çok ilgilendim ve öyle dostlarım oldu ki görmüş
gibiyim. Geçenlerde vefat eden Muhammed Maruf Bey’i
oldukça yakından tanıdım. Belki ondan çok kızı Meral
Maruf’u tanıdım. Mektuplaştık. [...] Sadece bu mektup-
ları okumuş olmak bile insanı Afganistan’ı görmüş gibi
yapmaya yeter. İşte Afganistan’la olan ilgim bundan iba-
ret.”
28
Bu konudaki duyarlılığını ise şöyle açıklamaktadır
Zarifoğlu: “
Müşterek motifler var. Birçok. Birkaçı da
şöyle olabilir, sayılabilir. Bizim geleneksel Moskof düş-
manlığımız. Moskof zamanla Marksist olmuştur. Eşit al-
gılanmıştır bu ikisi. Mazlumun yanında yer almak. Haklı
27 Cahit Zarifoğlu;
Konuşmalar
, Beyan Yayınları, İstanbul 2006.
28 Cahit Zarifoğlu; a.g.y.