82
tanımı ise şu cümlelerin içinde saklıdır:
“Sanat eseri,
yazarın, şu veya bu felsefeye dayalı müdahaleleri nispe-
tinde sıhhatini kaybediyor. Yapma dünyalara bir yenisini
eklemiş oluyor. Onda, yaratılış hikmetine bağlı ihtiyaç-
lara cevaplar ya da bu cevaplara götürecek fırsatlar bu-
lamıyoruz. Ve onu onaylamıyoruz. Bu ihtiyaçlar kader,
belli bir vakti bekleyen kıyamet, öte dünya ve ebedî hayat
esaslarıyla çerçevelenmiştir. Ve temelinde insan üretimi
ilkeler değil, fakat vahiy vardır.”
23
Akif İnan, Cahit Zarifoğlu üzerine yapılan bir söy-
leşide onun hayatında birbirini reddetmeyen iç içe
iki dönem olduğundan bahseder:
“Birincisi mesele-
lerimize karşı biraz daha lakayt veya serazat ve bohem
dönemi. Bir de 1970’lerden sonraki, toplumsal meselelere
yöneldiği dönem. Ancak her iki dönemde de sanat estetiği
birbirine aykırılık belirtir mahiyette zuhur etmedi. Ama
gerçekten Cahit son yıllarında yani sanatçı özünü koru-
yarak daha çok vuzuha, daha çok tebliğe ve meselelerimizi
açmaya yönelen eserler üretti. Sanat düzeyini düşürmek-
sizin.... Tabiri caizse artık toplumcu bir Cahit Zarifoğlu
vardı. Bunu zaten kimsenin göz ardı edecek hâli yok.”
24
Bilindiği gibi Cahit Zarifoğlu, ömrünün son yılla-
rında şiirini de yeniden oluşturmak istediğini, hat-
ta Yunus Emre gibi yazmak istediğini söyleyecektir.
Bunlar da yine Zarifoğlu’nun toplumsal sorumluluk
duygusuyla söylediği sözler gibi görünmektedir. Bu
görüşleri Beşir Atalay da şu sözleri ile destekler:
“Bir
toplumsallığa kaydığı, mücadeleci, biraz daha günlük
olaylara eğildiği, gerek takma isimlerle, gerek kendi ismiy-
23 Cahit Zarifoğlu; a.g.y.
24 Cahit Zarifoğlu; a.g.y.