14
hep ikinci eşiyle oturduğu evde yaşar ve dört çocu-
ğuna analık eden Şerife Hanım’ın oturduğu evi dai-
ma bir misafir gibi ziyaret eder.
ON BİR:
Huzursuzluk, sadece eve yeni bir eşin or-
tak olarak girmesinden kaynaklanmaz, açlık ve kıt-
lık yıllarının
-İkinci Dünya Savaşı-
getirdiği sıkıntı ve
bunalım da vardır. Geçim sıkıntısı çocuklardan giz-
lenilmeye çalışılsa da onlar sofraya zeytinin sayıla-
rak çıkarıldığını görür.
ON İKİ:
Cahit Zarifoğlu’nun
“Anam yeşil hırkalar gö-
rürdü düşünde /Daha ilk güzelliğinde/ Alnını iki dağın
arasına germiş/ Bir devin göğsüne benzer/ Göğsünden
dualar geçermiş”
dizeleriyle andığı annesi Şerife
Hanım, Evliyazâdeler’in kızıdır. Onun bahtsızlığı
da daha küçük yaşta başlar, Babasını erken yaşla-
rında kaybeder, ağabeyinin yanında yetişip büyür.
Genç yaşlarında küçük ve büyük kardeşlerinin ölü-
müne tanık olur. Kahır ve çile çekmeye küçük yaşta
başlar, adeta bağışıklık kazanır. Evliyazâdeler ilimle
meşgul bilinen bir ailedir. Tevekkülü ve katlanma-
yı bilirler. Şerife Hanım, en sıkıntılı günlerde bile
çocuklarına yokluk ve yoksulluk hissettirmemeye
özen gösterir. Gün olur, babalarının elbisesini ters
çevirtip yenileterek oğullarına yakıştırmaya çalışır.
Güzel yemek yapar, azıcık malzemesiyle çocukları-
nı damak zevkinden yoksun bırakmaz. Parmakları
da oya ve örgü işlerine yatkındır. Kendi el emeğiy-
le evinin perdelerini, yataklarını oya işleriyle süsler,
kazaklar, atkılar örüp bunları çocuklarına giydirir.
Çocuklarına anılarını anlatır, onların estetik beğeni
düzeylerinin gelişmesine yardımcı olur.