126
Karakoç’un Karaköy Vergi Dairesi’ndeki adresini
yazmıştır. Cumartesi günü
-o zamanlar cumartesi-
ler öğleden sonra yarım gün tatildir-
saat 10 sularında
Sezai Karakoç’un verilen adresine giderler. Sezai
Karakoç kapıda görünür. “Buyrun” diye seslen-
mek yerine, evinin kapısını açar gibi kapıya gelir.
Mahcup bir hâli vardır. Maraşlı genç konuklar, Nuri
Pakdil’in selamını söyleyerek kendilerini tanıtırlar.
Nuri Pakdil’in selamını söyleyince Sezai Karakoç
masasının gözünden bir tomar
Son Posta
gazetesi
çıkarır. O sıralarda Necip Fazıl, Yassıada mahkeme-
lerinde beraat etmiş, o gazetede günlük yazılar yaz-
maya başlamış, batmak üzere olan o gazeteyi de ya-
zılarıyla kurtarmıştır. Sezai Karakoç, Necip Fazıl’ın
bu yazılarını her hafta biriktirip gazeteden keserek
Nuri Pakdil’e postalar. Konu ‘Üstad’dan açılır, ora-
dan edebiyat üzerine odaklaşır. Sezai Karakoç bu
konuda özellikle günümüz edebiyatı konusunda,
çok ilginç, özgün yorumlar getirir. Olayları, geliş-
meleri tarihi-sosyolojik bir perspektiften değerlendi-
rir. Konuşmalarının arasında Sartre’nin Camus’nün
adları geçtikçe, onların fikirlerini aktarır, bu fikirler
üzerinde yorumlar geliştirir, onlarla âdeta oynar.
Bir sonraki cumartesi günü saat 14’te o sıralarda,
yeni kurulan Aydınlar Kulübü’nde buluşmayı ka-
rarlaştırarak ayrılırlar.
Ertesi hafta cumartesi günü, Özdenören kar-
deşler Aydınlar Kulübü’ne geldiklerinde Cahit
Zarifoğlu’nu orada, köşedeki bir masada tek başı-
na otururken bulurlar. Zarifoğlu, saatine bakar ve
