43
Çünkü Cemil Meriç, sağcı dergi ve yayınevlerinde ça-
lışmak zorunda kaldığı için yalnızdır.
Sağcı dergi ve yayınevlerinde çalışmak... Bu
yolu ben seçmedim. Sol’un kadir naşinas dav-
ranışı beni ister istemez gericilerin kucağına
değil, yanına itti. Bu yakınlığın fikrî iffetim
için bir tehlike teşkil etmediğini kitaplarımı
okuyunca anlamak mümkün.
Hisar, Türk Edebiyatı, Hareket.
Yazılarıma sayfa-
larını açmak nezaketini gösteren üç dergi. Her
üçünde de ‘Fildişi Kule’mdeyim. Aramızdaki
ortak bağ: tahammül ve tesamuh.
Yeni Devir
’de yazı yazmak haysiyet kırıcı,
amenna…
Sağ okumuyor. Boşuna bağırıyorum. Sol di-
yalogdan kaçıyor, küskün: Bu çemberi kırmak
mümkün değil. Sol, sağın gösterdiği dostluğu
göstermiyor. İhanet etmişiz. Neye ve kime?
Benim trajedim şu birkaç satırda: sevebile-
ceklerim dilsiz, dilimi konuşanlarla konuşa-
cak lakırdım yok. Yani, dilimle, zevklerimle,
heyecanlarımla, yarımla
‘Büyük Doğu’
kad-
rosundanım. Düşüncelerimle, inançlarımla
Yön
’e yakınım. Bu, bir kopuş, bir parçalanış.
Başka bir trajedi de şu: yabancı dil bilenler
Türkçe okumuyor, ben yabancı dil bilmeyen-
lere hitap edemiyorum, daha doğrusu yaban-
cı dil bilmeyenler, kendi dillerini de bilmiyor-
lar...