51
Kayıpta olan biziz; üzülmemiz gereken yegâne şey,
hal-û pür melâlimizdir.
Hâlâ bir cangılda yaşıyoruz; evet, hayatın vahşi bir
güzelliği var ve biz bu güzelliğe bütün vahşiliğine
rağmen katlanabiliriz. Ama Cemil Meriç gibileri-
nin kaybıyla içimdeki yalnızlık ve korku hissinin
önlenemez bir şekilde büyüdüğünü duyuyorum.
Oralarda, uzaklarda bir yerde Cemil Meriç’in karan-
lığa ve tekerlekli sandalyeye esir düşmüş bir Cemil
Meriç’in varlığı gönlüme ferahlık veren bir düşün-
ceydi. Şimdi onun boşluğu zulmet, belki kapılarımı-
zın ardında, belki yanıbaşımızda sinsi bir teyakkuz
halindedir.”