155
Kandilli’nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Kesitlerdeki tekrarlarda kendini tüm şiire hâkim
kılan samimiyet ve yakarış, Üç Kaside’nin 112 ve ‘af
edilme’ ve ‘şifa bulma’ -felcin geçmesi- olayına gön-
dermedir. Karakoç, Kaâb Bin Züheyr gibi hem ken-
disi için hem de toplumu için af dilemekte hem de
Hz. Peygamber’in hırkasının altında yer edinmeye
yönelmektedir. İmam-ı Bûsırî’nin geçen felci gibi,
toplumsal felcimizin geçmesi için yakarmaktadır.
Burada yukarıda adı geçen şairler şiirlerini, rüya-
da ya da yüz yüze nasıl ona sunmuşlarsa, Karakoç
da onlar gibi huzurda hissetmektedir kendisini. Bu
yargı, “
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim / Af
dilemeye geldim affa l âyık olmasam da”
dizelerindeki
112
Sezai Karakoç;
Üç Kaside
, Fatih Yayınları, İstanbul 1967.
Yeni İstiklâl
gazetesinde yayımlanan şiirlerde Türkçe Söyleyen: Mehmet Yasin imzası
görülür. Üç Kaside [Kaside-i Bürde, Endülüs’e Ağıt ve Bürüyen Kaside],
eklenen çevirilerle İslamın ŞiirinAnıtlarından adıyla Diriliş Yayınları’ndan
çıkar.