Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 143

141
sanat adamı…’ denilir? Mustafa Miyasoğlu’nun ak-
tardığı ve o zamanlar 21-22 yaşlarında olan Necip
Fazıl’ın Bergson’da derin izler bıraktığı, şu anekdo-
tun kaynağını kaç kişi merak eder?
“Sarbonne Üniversitesi’nden hocası Bergson, emekli
olduğu günlerde kendisine yöneltilen ‘Sizden sonra
felsefeyi devam ettirebilecek kimler var?’ sorusuna
umutsuz bir yanıt verir: ‘Felsefeyi bilen Necip Fazıl
adında bir Türk vardı. O da derbeder, serseri bir ha-
yat yaşadı.’
111
Necip Fazıl ve Hilmi Oflaz
Hilmi Oflaz… Tam bir ‘bağlanma’nın simgesidir.
Necip Fazıl hapse düşünce o da peşine düşer.
Mahmutpaşa’daki tezgâhını bırakıp pılısını pırtısını
Toptaşı Cezaevi’nin kapısına taşır. Hem geçimini
sağlamak hem de bu arada üstadının ihtiyacını
karşılamak, arandığı zaman ‘Ben buradayım!’
diyebilmek için tam bir buçuk yıl cezaevinin önünde
zarf, kâğıt vesaire satmakla meşgul olur.
Gönüllü bir yarı-açık mahpusluğa katlanır.
Kendisine ‘Üstadı görebiliyor musun Hilmi
Ağabey?’ diye soranlara şu cevabı verir: ‘Bazen
bulutların arasından güneşin görünmesi gibi demir
parmaklıkların arkasından görünüyor...’
Ona göre, dünyada Necip Fazıl’dan daha ‘necip’,
daha ‘fazıl’ başka hiçbir kimse yoktur; en büyük
şair, en büyük mütefekkir, en büyük tiyatro yazarı,
hikâyeci, romancı, aksiyon adamı sadece ve sadece
111 Ali Görkem Userin;
Yahya Kemal ve Kavaklıdere İlanı
, Kitaplık, S. 102,
Şubat 2007.
1...,133,134,135,136,137,138,139,140,141,142 144,145,146,147,148,149,150,151,152,153,...164
Powered by FlippingBook