68
biriyle yazışıyor, oralardan dergiye abone getirtmek isti-
yordu. Derginin yurt dışındaki üniversite kütüphaneleri-
ne sokulmasına çalışıyor, bunu da başarıyordu.
Cahit genelde gerek genel olarak sanat üzerine gerekse
kendi şiiri üzerine konuşma hususunda ketum davranır-
dı. Onun şiir üzerine olan düşüncelerini kısmen Yaşamak
adını taşıyan -ki, Türk nesrinin en özgün örneklerinden
biridirkitabında bulabiliriz. Onun dışında belki kendisiy-
le yapılmış mülakatlarda dolaylı dokundurmalara rast-
lanabilir. Fakat bu konular üzerine uzun uzadıya yazdı-
ğı, konuştuğu görülmez. İşte bu mektuplar, bir bakıma
Cahit’in poetikası olarak da ele alınabilir. Bu mektupların
üslubu, Cahit’in kişiliğini de bir ölçüde yansıtır diyebili-
rim. Onun fikrini açıktan, cesaretle ve içinden geldiği gibi
söylemesi; yerine göre pervasızlığı, fakat daima kendisi
olarak kalma eğilimi... Ne var ki, bu eğilim asla zorlama
ve yapay değildir. Şiirlerinde ve öteki yazılarında olduğu
gibi bu mektuplarında da onu ne ise o olarak görürüz.”
15
‘86 Eylül
“Arkadaşlarla bizim evde toplanmışız, Mavera dergisi için
yapılacak çalışmalar için görüşüyoruz. Cahit Ağabey,
Âlim Kahraman, Hasan Aycın, Osman Bayraktar, Nedim
Çeker, Mahmut Orman, Mustafa Çelik ve ben. Geç sa-
atlere kadar oturduk, yazı kurulunun oluşumu için bir
karar vereceğiz. Derginin genel durumuyla ilgili bir tar-
tışma başladı, arkadaşların düşüncelerini alıyor Cahit
Ağabey, bir bir sorular yöneltiyor, en çok konuşan Nedim
oluyor. Oluşturulacak yazı kurulunda Hasan Aycın ve
Osman Bayraktar yer almayacaklarını söylüyorlar, biz
15 Rasim Özdenören; Cahit’in Okuyucularla Mektupları’nın Kısa Hikâyesi,
a.g.y.