60
etmiş ilan parasını bile tahsil edemiyorduk ve derginin
çıkışını cep harçlığımızla denkleştirmeye çalışıyorduk.
Arkadaşlarımızın bu tür münasebetsiz yazılara cevap
verme talebine her defasında karşı çıkıyor ve onlara:
‘Kendimizi savunmak bile bu münasebetsizliği körükleme
anlamını taşıyacaktır; cevap vermemek iddia sahiplerini
nesne yerine koymak olur, cevap vermeyelim.’ diye ikna
etmeye çalışıyordum.”
8
Esas itibarıyla
Mavera
, birkaç arkadaşın cep harçlık-
larıyla çıkar. Bilahare dergiye ilanlar, aboneler alın-
maya başlanır.
Zamanla derginin pek çok abonesi olur. Cahit
Zarifoğlu, bu işe çok sıkı sarılır. Dergideki köşe-
sinde dergiye mektup veya şiir gönderenlere ce-
vap verir, şiirini beğeniyorsa teşvik edici sözler
söyler. Beğenmediyse de cevap verir, şiirini niçin
beğenmediğini, nelere dikkat etmesi gerektiği-
ni yazarak insanların gönlünü hoş etmeye çalışır.
Değerlendirmelerini sıcak ve samimi yazar. Söz ge-
limi, şiirlerini beğenmediği birine “şiir yazmayı bı-
rak da bize Trabzon’dan birkaç tane abone bul!” der.
“Ben de editörlük, tashih, dosya hazırlanacaksa dosya ha-
zırlama gibi içerikle ilgili işlerle uğraşayım. Mutabık kal-
dık. Bir süre sonra Cahit’e, uygun gördüğü okuyuculara
mektup yazmasını, bu tür mektupların dergide yayımlan-
masını, adlarını dergide gören okuyucuların dergiye daha
sıkı bağlandığını belirterek bu işlerle meşgul olmasını sa-
lık verdim.
8 Rasim Özdenören; Cahit’in Okuyucularla Mektupları’nın Kısa Hikâyesi,
a.g.y.