55
Kot’u arayıp “Mavera”
diye yaz dedim. Diğer arkadaşla-
rın onayını sordu, hepsinin onayını veriyorum dedim.”
5
Mavera
adını ilk kez, Özdenören 1968’in sonların-
da Edebiyat dergisinin çıkartılmasına karar verildi-
ğinde o dergi için önermiştir. Fakat Nuri Pakdil de
derginin adının
“Gökçe Yazın”
olmasını önermiştir.
“Gökçe Yazın”
ifadesi, o tarihlerde Ataç’ın öz Türkçe
jargonunda edebiyat anlamında kullanılır. Bunun
üzerine Özdenören de
“Eğer bir cins ismi kendimize
özel isim olarak seçeceksek o zaman Edebiyat dergisi ol-
sun!”
der. Akif İnan çok hoşlanır bundan... Onun
benimsediği gibi, Erdem Beyazıt da onay verir.
Derginin adını
Edebiyat
dergisi olarak kararlaştırmış,
dolayısıyla tarihteki
Mavera
teklifi de mâkes bulma-
mıştır. Ne var ki, 68’den yıllar sonra, 1976’da
Mavera
kelimesi bir başka dergiye isim olur.
On Sekiz Metre Kare
Zarifoğlu, birkaç gün sonra, bir arkadaşından söz
eder. Saim Altunbaş’ın Ankara’da Bayındır Sokak,
Numara 30/C’de bir halı mağazası vardır. Yaklaşık
on sekiz metrekarelik bu küçük dükkândan bir baş-
ka mekâna taşındığı için dükkânı müsait hâle gel-
miştir. Geriye üç nalla bir atı bulmak kalır. Konuyu
istişare etmek üzere tekrar toplanarak böyle bir der-
ginin çıkartılmasına gerçekten ihtiyaç olup olma-
dığını müzakere ederler. Olumlu bir kanaat hâsıl
olunca harekete geçerler. Artık gerek Nuri Pakdil’e
gerekse Sezai Karakoç’a “
Biz şöyle bir dergi çıkartı-
yoruz, siz de buyurun, bu dergide yazın!”
demek abes
5 Üzeyir İlbak; a.g.y.
