31
Çünkü Cemil Meriç, zekâsıyla yalnızdır.
Bir sayfayı Osmanlıca olsun Fransızca olsun
bir kerede okur. Onda, düşüncenin hızı, ışık
hızıyla yarışır... Büyük bir zekâ, büyük bir
dikkat sahibidir. Zekâ, onda dikkatten iba-
rettir. Sinema ekranına nasıl sahneler bir
bütün olarak yansıyorsa, onun müteyakkız
zekâsı da bir anda bir sayfanın bütününün
satırlarını hafızaya alabilir.
Üslubunda da, hayatında da ani iniş çıkış-
lar gözükür. Zihin çok hızlı çalışır. Gerek
Jurnal
’de, gerek diğer kitaplarında uçlarda
dolaşan Cemil Meriç’i görürüz. Hep yuka-
rıdan, üst perdeden alır:
‘Kıt’aları ipek bir ku-
maş gibi keser biçerdik.’
der.
Espriyle zekânın doğru orantılı olduğunu
gösterir gibi, her zaman her durumda anla-
tılabilecek bir fıkrası, duruma göre ortamı
yumuşatacak, zihinlerden uzun süre silin-
meyecek Fransızca esprileri vardır.