32
olmuştur. Bir gazete adına meşhur Yassıada davala-
rını da izleme fırsatı bulur. Orada edindiği intibalar,
yakın aile çevresinin siyasi görüşleri ile çelişmesine
yol açar. Başta babası olmak üzere, diğer aile efradı
ve akrabaları CHP’nin tuttuğu yolu benimsemekte-
dir. Yassıada duruşmalarında kendisini en çok et-
kileyen sahnelerin, mahkeme heyetinin tavırlarıyla,
oradaki insanların ezikliği ve ruhsal çökmüşlüğü-
dür. Bizzat gördükleri onda derin izler bırakmış ve
kendini düşünce bakımından daha da etraflı biçim-
de sorgulamaya başlamıştır.
Necip Fazıl’la Karşılaşma
İhtilal sonrası 1960’ta üniversiteye geri döner, ders-
lere tekrardan adapte olmaya çalışır. Seyhan yurdu-
na yerleşerek her şeye yeniden ısınma çabası içine
girer. O günlerde Bayazıt bir ilki yaşar. Necip Fazıl
Kısakürek, şairin bulunduğu Seyhan Yurdu’na öğ-
rencilerle bayramlaşmak ve onları ziyaret etmek
amacıyla gelmiştir. Fakat bu karşılaşma, Bayazıt’ın
ileride kendisine ‘üstad’ olarak kabul edeceği
Kısakürek ile bizzat tanışmasını sağlayan bir olay
değildir. Sadece anlık bir görüntüdür.
Erdem Bayazıt, Necip Fazıl’ı daha ortaokul sırala-
rında eline aldığı
Büyük Doğu
aracılığıyla tanımış-
tır.
Büyük Doğu
’yu derinlere nüfuz ederek okuma
çabası ise, liseye geçtiğinde başlamıştır. İkinci kez
İstanbul’a geldiğinde Nuri Pakdil ile hemen irtiba-
ta geçen şair, bir süre sonra Pakdil’in aracılığıyla
Necip Fazıl’ı tanıma fırsatını bulur. Pakdil, zaten
Kısakürek’le samimi ilişki içerisindedir. Yazdığı bir