25
Nuri Pakdil’in devrimciliğine borçludur.
Bayazıt;
Gençlik
gazetesinin genel yayın sekreteri-
dir. Gazetenin sahibi İstanbul’a giderken Erdem
Bayazıt’a sorar: “İstanbul’a gidiyorum, ne getireyim
sana?” Bayazıt da ondan Sezai Karakoç’un
Körfez
’ini,
Şahdamar
’ını, Turgut Uyar’ın
Dünyanın En Güzel
Arabistanı
’nı, Edip Cansever’in kitaplarını, yani o
gün için II. Yeni’nin ne kadar kitabı varsa onları ister.
Kitaplar gelir ve elinden düşmez, sabahlara kadar
okur.
Bayazıt’ın lise son sınıfa geçtiği 1958’de gruba Akif
İnan da dâhil olur. Urfa’dan geldiği ve aruzun türlü
kalıplarıyla şiirler yazdığı öğrenilen bu genç sınıfta
merakla gözlenmektedir.
Fuzuli’den Baki’ye, Nedim’den Haşim’e kadar uza-
nan bir çizgide divan şiirinin bir müptelası ve şid-
detli bir müdafaacısı olan İnan, oturaklı şahsiyeti ve
yaşından beklenmeyen insani olgunluğuyla grubu
etkiler. Erdem Bayazıt’ın Dîvan şiirine olan yakın
ilgisi Akif İnan’la tanıştıktan sonra daha da güçlenir.
Bayazıt lise son sınıfta, biri astronomi olmak üzere
toplam iki dersten bütünlemeye kalır. Arkadaşları
derslerini vererek okulu bitirmiştir ve başka şehir-
lerde üniversiteye başlamak için bir bir Maraş’tan
ayrılmaktadır. Nuri Pakdil İstanbul’a gitmiş, Akif
İnan ise memleketi Urfa’ya dönmüştür. Özdenören
ve Kutlay kardeşler okulu bitirip mezun olmuştur.
Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu, Maraş Lisesi’nin
beklemeli öğrencileridir.