Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 36

32
24 Temmuz 1908 de II. Meşrutiyet’in ilan edilmiş,
bunu 17 Aralık’ta “Meclis-Mebusan”ın açılması izlemişti.
“Kanun-i Esasi” adı verilen yeni anayasanın kabulü ile
yaşanan bir takım özgürlükler ile birlikte cemiyet kurma
serbestliği de getirilmişti. İşte bu hakkın tanınması ile
mevcut kulüpler, tescillerini yaptıracak, yeni kulüpler de
sahalarda görülmeye başlayacaktı.
Selim Sırrı Bey de ilgili makamlara başvurmuş
ve “Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti”nin kuruluşunu
bildirmişti. Yönetim kurulunu: Başkan Ahmet İhsan
(Toksöz) Bey, genel sekreter SelimSırrı Bey,MuhasipHasip
Bey, üyeler ise Asaf ve Cevat Rüştü Bey’den oluşuyordu
(1908).
Bir yıl sonra Osmanlı Milli Olimpiyat Komitesi
C.I.O. (Uluslararası Olimpiyat Komitesi)’ya başvuracak
ve Türk sporu 28 Mayıs 1909 günü Berlin’de yapılan
toplantıda kendini gösterecekti. Toplantıya katılan Selim
Sırrı Bey, daha sonra Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti’nin
C.I.O nezdindeki temsilcisi olacaktı. Onun bu başarısına
kayıtsız kalınmamış, beden eğitimi öğretmeni Selim Sırrı
Tarcan, Harbiye Nezareti (Milli Savunma Bakanlığı)
tarafından, yüksek beden eğitimi ihtisası yapması için,
İsveç’e gönderilmişti.
Vefa İdadisi öğrencilerinden Samim Turgut
Aktansel ve arkadaşlarının kurduğu “Vefa Mürebbi-i
Beden Kulübü”, Vefa semti gençleri tarafından oluşturulan
“Vefa Terbiye-i Bedeniyye” ilk kulüpler olmuştu. Bunu
Üsküdar’lı gençlerden Muhammed Burhaneddin Bey ve
kardeşi Hüdai Bey’in önderliği ile ile kurulan Anadolu
İdman Ocağı izleyecekti. Mehmed Burhaneddin Bey
kulüpte bir müddet futbol oynadıktan sonra yöneticiliğe
geçecek, yıllar sonra basın hayatında ünlü bir kalem olarak
parlayacaktı. Mehmed Burhaneddin Bey, Burhan Felek’ten
başkası değildi veTürkSpor tarihinin içinde, sporcusundan
yöneticisine kadar, kuruluş yıllarında da azınlık sporcu ya
da yöneticilerin yer aldığı görülecekti. Çünkü, bir arada
yaşamanın, bir olmanın en güzel gösterildiği alanlar, spor
alanlarıydı…
Azınlık kulüplerinin de ardı ardına bireysel olarak
kurulmaları ve spor alanlarında yer almalarıyla daha da
güçlenecekti ve yine görülecekti ki, bir azınlık takımında
yer alan Türk sporcular, bir Türk kulübünde forma giyen
azınlık sporcular var. Galibiyeti sevinçle birbirine sarılarak
kutlayan, mağlubiyette üzüntüyü aynı oranda yaşayan…
İlerideki bölümlerde daha geniş bir şekilde
anlatılacak olan Ermenilerin Türk Spor tarihindeki yeri
büyüktü.
İmparatorluğun başkenti İstanbul’du ve doğal
olarak İstanbul’da bulunan Ermeni okullarında spor
faaliyetleri başlayacaktı. İlk hareketler 1849 yılında kurulan
Aramyan ile başladı, 1853 yılından itibaren beden eğitimi
fikrinin yerleştiği görülür.
Okullarda sporun benimsenmesi için savaş
verenler vardı. Savarş Krisyan ve onun gibi düşünen
arkadaşları büyükçabagöstermişlerdi.Üsküdar, Boyacıköy,
Ortaköy, Samatya gibi semtlerde kurulan beden eğitimi
kulüpleri ilk spor yuvaları olacaktı.
Yeznik Kaçauni, beden eğitimi ile ilgili fikirlerini
okullardakonuşarakanlatıyordu. İstanbul’dakiGetronagan
öğrencilerinden olan Vahan Çeraz, İngiltere’ye gitmiş ve
orada futbolla ilgilenmişti. Dönüşünde arkadaşlarına
yardımcı olan sporcuydu.
1906 yılında Mıgırdıç Mıgıryan’ın gayretleriyle
Üsküdar’da kurulan “Raffi Jimnastik Kulubü” ilk
çalışmalarını okul bünyesinde yapacaktı.
Osmanbey Tenis Kulübü, Ohanesyan, Ananayan,
Abramoviç, Hotchınson, tarafından özel bir kort
yaptırılarak kurulmuştu. Sıraselviler’deki Majak ve
Jovarsky’nin öncülüğünde başlayan çalışmalar büyük ilgi
görmüştü.
Spor Olimpik
Alanda
1912 Olimpiyatları’nda
deklantonda 5. olan Mıgıryan
1...,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35 37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,...188
Powered by FlippingBook