22
Sporun
Türk Kılıcı
Askeri reformların bir uzantısı olarak orduda,
askeri okullarda ciddi bir ilgi görmeye başlayan “eskrim”in
ilk gösterileri, padişah huzurunda yapılmıştı. Genç
öğrenciler yetiştiren muallim Hüsnü Bey’in Yıldız
Sarayı’ndaekibi ile yaptığı gösteri aynı zamanda eskrimdeki
ilk yabancı karşılaşma oldu. 1903’te, İtalyanlarla yapılan
bu müsabaka padişah 2. Abdülhamid tarafından takdirle
karşılandı. Muallim Hüsnü Bey ile eskrimciler Fuad,
Mazhar, Refik ve Ömer Lütfi Beyler bu müsabakalar
sonrasında padişah tarafından ödüllendirildiler. Ama asıl
ödül, bu sporun okullarda ele alınmasının emir ve fermanı
ile ilk temel çalışmalara geçilmesi ile oldu.
Edirne’deki Harbiye Mektebi’ne hoca olarak tayin
edilen Fuad Balkan Bey başta olmak üzere bu dalın yetkin
kişileri artık askeri mekteplerin tedrisat programı içinde
yeni gençlere öncülük edeceklerdi. 1864 öncesi Galip
Paşa’nın okullar nazırlığı döneminde ele alınan ancak
yeterli gelişim göstermeyen kılıç, 1903 atılımı ile hareket
kazandı.
Bu dönemde su sporları ile jimnastikte de
aynı hareketliği görmek mümkündü. Miralay Hami
Bey’in Fransız Jimnastik Yönetmeliğini fotoğraflarla
yayınlamasından
sonra,
padişahların
jimnastik
hareketlerini merak ve hayranlıkla izlediğini biliyoruz.
Aynı biçimde Çengelköy Askeri İdadisi (Lisesi) önünde,
Tersane-i Amire’den deniz havuzları getirilmiş ve yüzme
idmanları yapılmıştı. Binbaşı Osman Bey’in bu çabaları,
1904 de sivilleşmeye başlamış ve 1904’de Robert Kolej
öğrencileri tarafından ilk sutopu gösterileri gerçekleşti.
Mavzerlerin orduya kabulünden sonra ile
Fransız İdman Talimi’ni yerini Alman anlayışı almış,
1900 başlarındaki jimnastik buna uygun bir çalışmayı
da beraberinde getirmişti. Jimnastik 1868 de Mekteb-i
Sultani de batılı bir programla faaliyete geçmiş ve
Fransa’dan getirilen öğretim kadrosu içinde yer alan
Mouroux, modern jimnastiğin öncüsü olmuştu. Beden
eğitimi öğretmeninin en yetenekli öğrencisi Ali Faik Bey
olmuştu. Faik Üstünidman mezun olduğu okula bu defa
öğretmen olarak dönecek ve emekli olacağı 1924 yılına
kadar modern jimnastiğin kökleşip yaygınlaşmasında pay
sahibi olacaktı. Faik Bey bu arada Beyoğlu’nda özel bir
jimnastik evi açmıştı. Burada tanıştığı Mazhar Bey askeri
okullardaki jimnastik öğretmenliği ile bu temelleşmede
rol oynamıştı. Bu hareketli dönem sırasında Selim Sırrı
Tarcan, Ali Rana Tarhan, Şevki, Kamil, Mehmet Ali ile
Miltiyadi ve Aleko Mulos Efendiler yetişecekti.
Bilardo, son dönemlerde büyük şampiyonların
çıktığı bir spor dalıdır. Beyoğlu, Ağa Cami Sokak’ta bilardo
ustası Niko Çangapulos (Sakallı Niko) Lüksemburg
Bilardo salonunu’nu açtığında yıl 1910’du. Gördüğü ilgi
üzerine masa sayısı arttırılmıştı. Üç katlı salonun bir de
kaidesi vardı. Sporseverler ustalaştıkça bir üst katta oyun
oynama hakkını elde ederdi.
1930 yılında masa sayısı 24’e ulaşmıştı. Birçok
bilardo ustasının yetiştiği isimler arasında Mösyö Parseh,
Sular İdaresi Müdürü Nuri Bey, Eczacı Hasan Bey, Mösyö
Kosta, Niko ve Leko Cangapulos da vardı.
Briç, ülkemizde en geç benimsenen ve spor olarak
kabul edilen dallardan biridir. 1957 yılında ilk kulüp
“İstanbul Briç Kulübü” adı ile kurulmuştu. İkili ve dörtlü
turnuvaları düzenlenmiş, bayan sporcuların sayısı gün
geçtikçe artmaya başlamıştı.
Pera Palas’ta Leon Anav, Albert İşalan, Nikola
Rigopulos, Hasan Dağlı ve Halil Bigat turnuvaların ilk
isimleri olarak ortaya çıkacaktı.
Golf, ülkemizde ilk görülmeye başlanan spor
dalları arasında yer almıştı. 1890’lı yıllardan itibaren
İstanbul’da oynanmaya başlamış; 1895’te ise İstanbul Golf
Kulübü kurulmuştu. Ancak yaygınlaşması zaman alacak,
1950’li yıllarda Rıza Derviş, Şinasi Erel, Remo Aliotti,
Altan Onat, Orhan Eralp, Fred Burla ve Otti Burla ilk
yıldızlar olarak ortaya çıkacaktı.
Tenis sporu da ilklerden biridir. İngilizlerin
Küçük Moda ve Bebek’te yaptırdıkları tenis kortlarında
aileler arasında yapılan iddialı maçlarla başlamıştı. Bunu
Kadıköy yakası, Osmanbey ve Taksim’de kurulan tenis
kortları izlemişti. Bayanların atılım ise Musevi kızlarının
atılımı ile başlamıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında daha
da anlam kazanacak, Atina’da yapılan Balkan Tenis
Şampiyonası’nda Türk tenisçileri de raket sallayacaktı.
(1930) Sedat Erkoğlu, Suat Subay ve Vahram Şirinyan’dan
oluşan ekip ilk şampiyonluğunu kazanıyordu. Çift
erkeklerde Sedat Erkoğlu-Vahram Şirinyan ikilisi Bulgar
ve Yunan rakiplerini 3-0, Rumenleri de 3-2 yenerek Balkan
Şampiyonu olmuşlardı.
Robert Kolej’de 1900’ların altına inen atletizm
faaliyetleri kulüpsel anlamda 1910’larda başlamıştı.
Doğan Yıldız’ın tespitine göre, Robert Kolej’de... *
*Çağlar Boyu Türklerde Spor, Doğan Yıldız, Tele Basım,
2003 İstanbul.
“1910’lu yılların daha başında Kadıköy Union
Sahası’ndaki spor bayramlarında, ilk atletler çıkışa çizilen
ilkel çizginin gerisinde yer aldılar. Bunların başında
Beşiktaş gelir. Sonraki yıllarda futbolun bir devi olacak
olan Beşiktaş’ta önce yeşeren spor dallarından biri de
atletizmdir. Kulübün Akaretler’de oluşturulan sahasında
kendini bulan gençler, Harbiye’den takviyeli kadrosu ile
başarıya koşuyorlardı. Ermeni, Rum, Musevi gençlerle