21
MELİKŞAH-
Elimden geleni yapıyorum usta!
KÜLTİGİN-
(Dişlerinin arasından sızan bir öf-
keyle.)
Ben elinden geleni yapanlardan nef-
ret ederim... Elinden gelen yetmez çünkü...
Her ne yapıyorsan o işin gereğini yapacaksın
Melikşah!
(Yılgın bekleyen genele döndüğünde
herkes kaldığı yerden devam eder...)
Bunun
karşılığında da herhangi bir saygı hak et-
miş olmazsın. Arı bal yapar, inek süt verir,
ancak kimse onları alkışlamaz! Çünkü yara-
dılışı gereği işini en güzel şekilde ya-
pagelmiştir. Bu ondan beklenendir zaten...
Ancak insan dünyaya geldiğinde hiçbir işe
yaramaz, bir işi beceremez hâldedir. Tam bir
insan olmak için ömrünün sonuna dek çalış-
mak, dününü geçmek, kendi beceriksizliğiy-
le yarışmak zorundadır...
(Tekrar Melikşah’a
dönerek)
Bu kişi Sultan Alparslan’ın oğlu da
olsa hiçbir şey değişmez...
(Diğerlerine dö-
nerek...)
İşte bu yüzden, ancak bu çaba üze-
reyken ölen insan saygıyı hak eder... Anla-
dınız mı?
(Kültigin usta her birinin başında
bir müddet durup teftiş ederek dolaşıyordu
aralarında. hepsinden uzağa çekildiğinde ise
yüzünde hafif bir gülümsemeyle birlikte bir
gurur peydahlanıyordu.)
ANLATICI- Kültigin usta, korkusuz bir savaş-
çı, bir gaziydi... Tuğrul Bey zamanında, Sel-
çuklu ordusuna, kelle koltukta çok hizmeti
geçmişti. Alparslan da zamanında, amcasının
yadigârı bu koca ustadan ve onun gibi işinin