126
Hristo, Balkanlardan göç eden bir ailenin
çocuğudur. Baba adı Sotiri’dir. İstanbul’da dünyaya
gelmiş, Türkiye’ye geldikten sonra Beşiktaş takımında
futbol oynamaya başlamış ve asları arasında yer almıştı.
Beşiktaş’ın başarılarında pay sahibi olan futbolcu sağ bek
olarak oynamış ve başarılarından dolayı kendisine “Top
Geçirmez Hristo” lakabı takılmıştı.
1942-43 İstanbul liginde Beşiktaş, hiç yenilmeden
ve berabere kalmadan şampiyonluk kupasını kazanmıştı.
Yaptığı 18 maçta 81 gol atıp, 9 gol yiyerek 36 puanla
şampiyon olan Beşiktaş’ın kadrosu şu isimlerden
oluşmuştu:
“Mehmet Ali Tanman, Hüsnü Savman, HRİSTO
KOSTANTA, Cahit, Sail Sarper, Hüseyin Saygun, Ömer
Doğan, Feyzi Uman, İbrahimTuster, Sabri Gençsoy, Hakkı
Yeten, Kemal Gülçelik, Şeref Görkay, Şükrü Gülesin, Eşref
Bilgiç.”
Tevfik Ünsi savaş yıllarını Beşiktaş Devri olarak
tanımlar. 1938’den 1946’ya kadar olan dönemde Beşiktaş’ın
5 mevsim şampiyon olduğunu belirten Tevfik Ünsi
şampiyonluğun başarısının 4-5 yıldızın eseri olmadığını,
zaferin takım oyunu ile geldiğini belirtir:
Yazı dizisi, Tercüman Spor Gazetesi, (x)
“Bu takım oyununun aktörleri arasında Kaleci Mehmet
Ali’nin inanılmaz kurtarışlarını şansına bağlayanlar
çıkmıştır. Ama şu bir gerçektir ki, Nuri, Faruk, Taci’nin
yanı sıra bek Hristo’nun cüsse ve kuvvet avantajı da vardı.”
Bir sonraki sezon Beşiktaş şampiyonluğu
Fenerbahçe’ye kaptırmıştı. Ligdeki bir başka mücadele
İstanbul Kupasıydı.10 Eylül 1944’de Şeref Stadı’nda yapılan
karşılaşmayı Hristo’lu Beşiktaş takımı 3-1 kazanacak ve
kupayı müzesine götürecekti.
1944-45 sezonunda İstanbul Ligi 10 takımın
iştiraki ile oynanmıştı. Siyah-Beyazlı takımın 34 puana
erişerek şampiyon olduğu kadrosunun değişmez
elemanlarından biri de Hristo’ydu.
Hristo’nun büyük kızı Lidya’da spor faaliyetlerine
Eczacıbaşı Kulübü’nde başlamış ve ilk bayan voleybolcular
arasında yer almıştı. Fileler önünde verdiği mücadele
genç yaşta vefat etmesiyle yarımkalacak, ailenin küçük kızı
Violet ablasının izinden yürüyecekti.
1958yılındadünyayagelmiş,Voleybol ile tanışması
Beşiktaş Kız Lisesi’ndeki öğrenimi sırasında olmuştu.
Liseler arası Voleybol Şampiyonasında maçların bitmesine
iki hafta varken, okul takımının şampiyonluğunu ilan
etmesinde en büyük pay Violet’indi. Antrenör Cengiz
Göllü’nün dikkatini çekerek Eczacıbaşı Spor Kulübü
takımına alınıyor, voleybolda ender yetişen pasör oyuncu
özelliği ile dikkatleri üzerine çekiyordu. Cengiz Göllü’nün
katkısını unutmayan Violet, o günleri şöyle anlatacaktı:
Hristo
Kostanda
ve Kızları