100
Gol atmaktan çok, gol attırmayı severdi. Eğer
çok genç yaşta vefat etmeseydi, büyük bir ihtimalle top
oynadığı kulüpler döneminde daha büyük zaferlere imza
atan bir yıldız olacaktı. Onun için, çok kısa süren futbol
hayatına büyük başarılar sığdıran başka bir yıldız gelmedi
diyebiliriz.
1919 yılında İstanbul’da dünyaya gelmişti. Spora
ilgisi küçük yaşta başlamış, Beyoğluspor Kulübü’ne dahil
olmuştu.Yaşı daküçüktü, boyuda... Bundandolayı “Bodur”
anlamına gelen “Boduri” diye çağırılmaya başlanacak ve
bu lakabı ile tanınacaktı.
Pasları, şutları, kafa vuruşları ve iki ayağını tenis
raketi gibi kullanması ile dikkatleri üzerine çekmiş, 1938
yılında Yugoslavya seyahatine giden Galatasaray’a takviye
eleman olarak alınmıştı. Dönüşte Galatasaray’a transfer
olacaktı (1938-1939 sezonu).
Antrenör Szabo’nun elinde daha ustalaşarak,
takımın değişmeyen elemanları arasına girmişti. Gol
attırmayı seven kişililiği ile takım arkadaşı Katır Cemil’e
(Erlertürk) verdiği paslarla onu “Gol Kralı” yapmıştı. İki yıl
süre ile giydiği sarı-kırmızılı forma ile kısa zamanda Türk
futbolunun unutulmazları arasına girecekti.
Boduri Galatasaray’ın Milli Küme Şampiyonu
olduğu yıl Forvet hattında Cemil Gürgen’in dışında
Selahattin Almay, Necdet Cici de takım arkadaşlarıydı
(1939). Boduri bu sezonda kaleci Osman İncili ile 14
maçın tamamında Galatasaray formasını giymişti.
1940
yılındaki
son
maçını
eski
takımı
Beyoğluspor’a karşı oynamıştı. Boduri’nin yer aldığı ve
Galatasaray’ın galip geldiği Fenerbahçe maçları önem
taşır. Bu maçların ilk özel maçtı 1939’da Taksim Stadı’nda
oynanmıştı. Sarı-kırmızılıların 4-1 kazandığı bu maçta
Boduri 2 gol atmıştı. Yine aynı 21 Mayıs gününde, Taksim
Stadı’ndaki 4-3 lük Milli Küme maçında takımına 1
gol kazandırmıştı. Nikolaus‘un 3-3 biten Vatan Kupası
maçında da Fenerbahçe’ye 1 golü vardı (1940).
Galatasaray’ın ezeli rekabet gol tablosuna
baktığımızda Boduri’nin Fenerbahçe’ye 5 gol atanlar
arasında yer aldığını görürüz.
Boduri ile Lefter dönemini izleme şansına sahip
olan eski dönemin futbol otoriteleri iki futbolcu arasında
yetenek açısından çok büyük benzerlikler bulurdu. Hatta
bazıları bu kıyaslamada Boduri top hakimiyetinde daha
güçlüydü derlerdi.
Beyoğluspor ve Galatasaray’ın yanı sıra İstanbul
Karması’nın da yıldız elemanıydı. Budapeşte Karması ile
Taksim Stadı’nda yapılan maçta Macarlar’ın da takdirini
kazanmıştı. İstanbul’un 5-0 galibiyetiyle biten maçta yan
yana oynadığı futbolcu Fenerbahçeli Büyük Fikret’ti
(Arıcan-Kefal Fikret).
MacaristanKarması’nın kaptanlığını o dönemdeki
büyük yıldızlardan Dr. Saroji yapıyordu. Yıldız futbolcu
maç sonrası Boduri‘yi şöyle tarif edecekti: “Hayatımda ilk
kez bir maçta aciz kaldığımı hissettim. Bu kadar büyük iki
yıldızın karşısında oynamaktan daha büyük bir şansızlık
olamazdı. Hava toplarında uzunla (Fikret) uğraşıyorum.
Bu defa yan toplarda karşıma küçük (Boduri) çıkıyordu.
Müthiş, müthiş adamdı.”
Aynı yıl askere gidiyor ve Kilyos’ta vatani
görevine başlıyordu. Ancak yöneticiler 23 Aralık günü
oynanacak Beyoğluspor maçı için Boduri’nin birliğinden
izin isteyecekler ve Boduri üzerinde askeri elbisesi ile
maça gelecekti. Eski kulübüne karşı oynuyor ve birliğine
dönmek için yola çıkıyordu. Bundan sonrasını Cem
Atabeyoğlu’ndan aktaralım:
“Türk Futbolunda Unutulmayan 200 Ünlü”, Cem
Atabeyoğlu, Türkiye Futbol Vakfı Yayınları.
“Savaş yıllarında Kilyos’a gidebilmek kolay
değildi. Birden kar bastırmıştı. Genç futbolcu hiçbir vasıta
bulamadığından yürüyerek gitmeye başlamıştı. Şeref Stadı
nire, Kilyos nire… Donmak üzere bulmuşlar. Boduri
yarı baygın halde imiş. Derhal Gümüşsuyu Hastanesi’ne
kaldırmışlar. Vücutta donma izleri bir yana, ciğerlerinde
çift taraflı zatürree başlamıştı. Antibiyotiklerin henüz
bulunmadığı o devirde bu hastalık, ölümcül niteliği
taşıyordu. Nitekim o sevimli insan birkaç gün dalgın
yattıktan sonra henüz 21 yaşında hayata gözlerini kapadı
(1940).
Ölümünün ardından Galatasaray yetkililerin
sözleri acı gerçeğin en iyi ifadesi olacaktı:
“Getirmesini bildik de, göndermesini bilemedik.”
“Boduri” Nikolaos
Büyükvafiadis