96
bana derman!
K- Hımmm... Ciğerci dükkanı açmış reklam
yapıyo demek ki...
Tuzsuz- Seni bana vermezlerse geçerim bu
tatlı candan!
K- Haydaa şimdi de tatlıcı oldu iyi mi?
Tuzsuz- Selamun aleyküm babalık!
K- Aleyküm selam ağzı kalabalık...
Tuzsuz- Burda bir dilberi şahane oturur
tanır mısın?
K- Yok, minderli zamaneyi tanımam...
Tuzsuz- Anası varmış aklı kıtlardan, işi
gücü yoklardan, iştahı çoklardan... Kapı
kapı dolaşır her bir lafa ulaşırmış...
K- Hiç yabancı gelmiyor be... Eee?
Tuzsuz- Bir babası varmış, karaymış gözü,
doğruymuş sözü...
K- (Keyiflenir) He he! Anlat anlat az kaldı
tanıycam...
Tuzsuz- Lakin ne mürekkep yalamış, ne de
bir iş tutarmış... Dilinin dönmediğini eliy-
le çevirirmiş...
K- Değirmenci miymiş?
Tuzsuz- Yok be! Yani, eli ağır, kulağı sa-
ğır, sakalı kaba, cahili cüheyla....
(Karagöz keser sözünü)
K- Hopp, yavaş ulan afilli zürafa! İki gü-
zel lafın peşine dizdin gittin kaba saba...
Tuzsuz- Ne kızıyorsun babalık, tarif veri-
yoruz şurada...
K- O aradığın az okumuş çok dinlemiş tam
karşında...