45
Çanakkale Destanı
Mehmet Çavuş-
Nerede be?
(Beraber yürüyüp
yerde yatan İsmail’in başında dururlar.
)
Anlatıcı-
İsmail boylu posluydu ama daha
onuncu sınıfı yeni bitirmişti…
Hemşeri-
Başın sağ olsun…(
çıkar
)
Anlatıcı-
İsmail ilk süngü muharebesinde şe-
hit olmuştu…
Mehmet Çavuş-
(Diz çöker şehidinin önüne,
alır oğlunun başını dizine, küçük bir çocu-
ğu sever gibi…)
Yavrısı büyümüş de asker mi
olmuş? Ne kadar da büyümüş görmeyeli kuzusu?
(Mendilini çıkarır oğlunun yüzündeki kanları
silerken;)
vay be… Amma da delikanlı olmuş
babasının tosunu… Bıyıkları da yeni çıkıpdu-
ru, ne güzel olmuş kaplan yavrusu…(
öper yüzü-
nü, sarılır, koklar defalarca…)
Mislee gibi
kokunu ne gada da özlemişim tosunum? boynuz
kulağı geçer derlerdi de inanmazdım; baban-
dan önce mi şehit gitcedin vatana? Sıra ben-
de değil miydi oğlusu? Huramda iki hasretnen
savaşıp duruudum cephelede biri ananın biri
senin hasretindi ne zımandıı, gurban oldu-
ğum adama galdırameycee yükü yüklemez deele,
verip de alana sözüm yok amma; bi sarıverey-
dim sıkıca seni, bi soruvereydim anangil ne
yer ne içeler diye, gül yüzüne gan akmadan
bi iyice seyredeydim güneş cemalini, garee
biri yüreğimde biri ümüğümde durcek hasre-
tin… hadi bakam, şimcik hangi gavur tut-
cekmiş gari bubanı, (
Sımsıkı sarılır, müzik
yükselir biraz sonra tekrar alçalır
)