28
lup düşer. Bu esnada diğerleri bir arkada
ki sipere mevzilenmişlerdir ama hiç birinin
kurşunu yoktur. Anzaklar da onların boşalt-
tığı sipere mevzilenirler. Bir müddet ateş
kesilir.)
Recep-
Birliğe dönmeliyiz…
Yakup-
Düşmanı onların içine mi götürelim
yani…
Bekir-
Hazırlıksız yakalanırlarsa kötü olur.
Recep-
Çare yok başka, hem görünmeden gidip
haber vermemiz lazım.
Bekir-
Hadi o zaman…
Anlatıcı-
İşte savaşın kaderinin değiştiği
an… Asker geri çekileceği sırada karşıların-
da Yarbay Mustafa Kemal’i buldular…
(Sessizce mevziiyi terk ederlerken Atatürk
karşılarına dikilir.)
Atatürk-
Asker! Nereye gidiyorsunuz?
Recep-
Efendim, düşman...
Atatürk-
Nerede?
Bekir-
İşte…
Atatürk-
Düşmandan kaçılır mı?
Recep-
Kurşunumuz kalmadı.
Atatürk-
Süngünüz var ya... Yat!
(Atatürk yanındaki emir subayına işaret
eder... Emir subayı yanında bulunan kurşun-
ları askerlere bırakıp koşarak uzaklaşır.)
Atatürk-
Askerlerim size savaşmayı değil,
ölmeyi emrediyorum. Yetişir o zaman belki
başka kumandan ve başka askerler… Vatanımız
için yürüyün ileri!