Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 82

GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
81
Modern Toplumda Ahlâk ve Gençlik
ların çözümünde nasıl en aktif şekilde rol oynayabileceklerini tartıştıkları ve kendi yollarını
belirledikleri bir örgütlenmedir. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür; ancak bizim asıl
anlatmak istediğimiz nokta, öteden beri gençlerin doğrudan veya dolaylı olarak aktif oldu-
ğu birçok kuruluş ve örgütün bulunduğudur. Bugün çoğu sivil toplum kuruluşunun, siyasal
partilerin, dinî grup, organizasyon veya hareketlerin gençlik kolları mevcuttur.
Din örneğinde İslam, gençlik konusuna büyük bir önem vermektedir. Kur’an’da birçok
ayette gençlikten bahsedilmektedir. Hz. Peygamber de gençleri önemsemiş, onların eğiti-
mine katkıda bulunmuş, onlarla beraber karar almış ve onlara önemli görevler vererek so-
rumluluk bilincine sahip olmalarını sağlamıştır. Kur’an da, genç bireylere yine genç şahıs-
lardan kıssalar vererek, doğru istikameti bulmaları konusunda yol göstermektedir. Kur’an-ı
Kerim’de geçen Hz. Adem, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa gibi peygamber kıssalarının
yanı sıra Ashab-ı Kehf ve Hz. Meryem ile ilgili kıssalar insanoğlunun gençlik dönemi ile ilgili
ilginç noktalara işaret etmekte olup gençlere kılavuzluk etmektedir.
Ahlâk ilminin, sosyolojinin, din sosyolojisinin, ahlâk sosyolojisinin, ahlâk felsefesinin, ahlâk
psikolojisinin vd. konusu olan ahlâkâ gelince; bir inanç ve düşünce sistemi olan ahlâk,
canlılardan sadece insana özgü olan bir boyuttur. Belirtmek gerekir ki insanlar birlikte
yaşamasalardı, ahlâktan söz edemezdik (Güngör, 1995, s. 19). Bu tersinden de doğrudur,
ahlâk olmasaydı, toplumsal hayat olmazdı. O halde ahlâk, daha doğrusu güzel/iyi ahlâk,
toplumsal hayatın vazgeçilmezidir. Gerçekten de güzel ahlakî ilke ve değerler olmazsa,
toplum hayatı diye bir şeyden bahsedemeyiz. İnsanların bir arada yaşaması, güzel ahlak
ilkeleri ve değerleriyle mümkün olmaktadır. İnsanlar, hangi durumlarda nasıl davranmaları
gerektiğini, iyi ile kötüyü bilmeleri halinde, yani ahlâkla ancak sağlıklı ilişki kurabilirler, mut-
lu olabilirler, huzurlu olabilirler. Son çözümlemede toplumların yaşaması, mutlu ve huzurlu
bir hayat sürmesi bakımından ahlâkın önemi büyüktür (Rıza, 1331). Geçmişte ve günü-
müzde birçok toplumun geçirdiği bunalım ve huzursuzluğun, nihayet bir ahlâkî çöküşe
dayandığı söylenebilir. İyi ahlâkın, toplumları yaşatan büyük bir güç olduğu, kötü ahlâkın
da toplumları çökerten bir zafiyet kaynağı olduğu, tarihi olaylarla ispatlanmıştır (Okumuş,
2014a; Okumuş, 2007a; Okumuş, 2007b). Nitekim Mehmet Akif Ersoy (Safahat) bu duru-
mu şöyle ifade etmiştir:
O yüzden başlar izmihlali milletlerde ahlakın.
Fakat, ahlâkın izmihlali en müdhiş bir izmihlal;
Ne millet kurtulur, zîrâ, ne milliyyet. ne istiklâl.
Oyuncak sanmayın! Ahlâk-ı millî, ruh-i millîdir;
Onun iflâsı en korkunç ölümdür: Mevt-i küllidir.
Olur cem’iyyet artık çaresiz pâmâl-i istîla.
Ahlâk sosyolojisinin verileriyle bakılırsa, denilebilir ki, gerçekten de toplumları ayakta tutan
unsurların başında hiç şüphesiz, güzel düşünce, tutum ve davranışları ifade eden güzel
ahlâk gelir. Güzel ahlâkî düşünce, ilke, değer, tutum ve davranışlar, varlığımızın olmazsa
1...,72,73,74,75,76,77,78,79,80,81 83,84,85,86,87,88,89,90,91,92,...182
Powered by FlippingBook