Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 53

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Şûle Yüksel
ŞENLER
- 51 -
oluyorum ama buna rağmen hiç tevil falan dinlemiyorlar o
zaman. Menderes’in davaları devam ediyordu.
O gün polisler, ben şiir okurken çemberi sahneye doğru da-
raltmaya başladılar. Sonra Özer abim kürsünün yanına yak-
laştı ve dedi ki: “Şûle, iner inmez peşime takıl.” “Tamam
ağabey” dedim. Arkadaşlarıyla beraber bir cip hazırlamışlar.
Tabii polisler bilmiyor bir hazırlık olduğunu; “Nasılsa yaka-
larız” diye rahat davranıyorlar sanırım. Ben şiirimi bitirdim.
Hıçkırıklarla perişan millet!.. Alkışlar, ağlayanlar... “Seni do-
ğuran ana şöyle olsun, böyle olsun...” Kıyametler kopuyor. Ben
henüz bitirdim, kâğıdımı aldım, öbürlerinin yaklaşmasına
kalmadan ağabeyim beni bir çekti merdivenden düşercesine...
Hemen arkadaşları da etrafımı çevirerek arka tarafa çektiler
beni, götürdüler bir cipin içine tıktılar, kendileri de bindiler.
Öbürleri göz açıp kapayıncaya kadar kaçırdılar beni, onları
şaşırttılar.
Ben hâlâ şiirimin heyecanını taşıyorum. Elim, ayağım titriyor.
“Allah’ıma şükürler olsun”, diyorum. Neden, çünkü her şeyi
gözlerimizle gördük, ihtilâli yaşadık, ihtilâlden öncesini gör-
dük. Menderes’in her ne kadar yanlışları varsa da nasıl çalıştı-
ğını gördük. Sabahları ezan vakitlerinde gelip, yapılan yolları
kontrol ederdi, biz görürdük. Daha bunun gibi birçok şey...
Yapılanları gören millet o hırsla, o acıyla dolu ama dışa vura-
mıyor. Ben de milletin sesi olmaya çalışıyorum. “Ne derlerse
desinler, hapse atsınlar, hiçbir şeyden korkum yok!” diyorum.
1...,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52 54,55,56,57,58,59,60,61,62,63,...194
Powered by FlippingBook