Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 60

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Şûle Yüksel
ŞENLER
- 58 -
ce salonumuz müsaitti. En geniş yer... Sehpayı çekip hepimiz
orada namazlarımızı kılıyoruz. Evimizde daha önceleri secca-
de bulunmazdı. Kendimize basmadan namazlıklar yapmıştık.
Bembeyaz, upuzun namaz örtüleri başımızda... “Yavaş yavaş
namazlarımızı kılalım”, diye niyetlendik. Diğer yandan ağabe-
yim de uyandırmayalım istiyoruz. Seccadelerimizi yan yana
serip hep birlikte namaza durduk. Tabii namaz sırasında ne
kadar sessiz olsanız da yine ister istemez hafif de olsa sesler
çıkıyor. Ağabeyim meğer tam uyumamış. O da kendi kendine
“Eyvah! Yine annemin mâlum sosyetik misafirleri geldi. Şimdi
ben bunların yanından nasıl kaçacağım? Bunların yanında na-
sıl bu hâlimle yatıp dururum” düşüncesi içinde kendini yiyip
bitiriyormuş. Bir ara gözlerini hafif aralıyor. Fakat gözlerine
inanamıyor. Tekrar kapıyor ve “Hayır, herhâlde gördüklerim
hayâl, ben hayâl görüyorum”, diyor. Bir daha açıyor, yine aynı
manzara, yine kapıyor, bir yandan kendi kendine “Elimi ısı-
rayım, eğer acıyorsa doğrudur, yoksa rüya görüyorum” diyor.
Elini ısırıyor, o acıyla bir feryat kopardı ki hiç sormayın. Biz
o zaman hangi hâldeyiz bilmiyorum, secdede mi rükûda mı,
hepimizin yüreği ağzına geldi ve namazları bozduk şaşkınlıkla
“Ne oluyor?” diye... Ağabeyim âdeta hıçkırarak; “Siz ne yapı-
yorsunuz, benimle dalga geçmek için namazla alay edilir mi?”
diye haykırıyor ama nasıl ağlıyor. “Ağabey, sen bizim namaza
başladığımızı bilmiyor muydun? Biz çoktan beri namaz kılı-
yorduk” dedik ama Ağabeyim yine de bize inanmıyor; “Siz ya-
lan söylüyorsunuz” deyip ağlamaya devam ediyor. Tabii o da
haklı, biz de haklıyız. Uzun zamandır birbirimizi görmemişiz.
Sevinç ve mutluluk içinde kucaklaşıyoruz: “Ağabey, biz artık
1...,50,51,52,53,54,55,56,57,58,59 61,62,63,64,65,66,67,68,69,70,...194
Powered by FlippingBook