12
larla birlikte; bir onlar öne geçerlerdi, bir ben geçerdim,
önce
hızla
girerdim içeri ilkokulun kapısından. Okul-
dan çıkınca da arardım onları dışar
ı
da.”
1
Nuri Pakdil, Cezayir Savaşı yıllarında üniversite
öğrencisidir. Bu yıllarda Afrikalılar ve Afrika’daki
özgürlük hareketleri gündemden düşmemektedir.
Baktığı her yerde Cezayir’i gören yazar;
Bir Yaza-
rın Notları II
’de,
“Vezneciler’den yukarı doğru çıkar-
ken ikide bir Kirazlı Mescit Sokağından geçmek ister-
dim; hele akşam üstleri, doyulmaz Osmanlı olup çıkardı
evlerin yüzleri, pencerelerin çiçekleri; bir kırmızı saksı
alıp götürürdü beni Cezayir’deki kan gölüne; Süleyma-
niye Cami’inin dört minaresi de, Önder’den sonraki ilk
dört büyüğün simgesi olurdu gözümde ve bu kanlar-
dan umut kuşları yapıp bırakırdım gökyüzüne.”
der.
Bir an olsun dikkatini eksiltmez Afrika’dan, yer-
yüzünün diğer bölgelerinde yaşanan durumdan.
1958’in Temmuz ortalarında, Maraş’ta, Rasim Öz-
denören’e, Çocuk Bahçesi’nin önünden geçmekte
olan genç bir adamı işaret ederler:
“İşte Nuri Pakdil
bu?”
dedikleri zaman gördüğü kişiye hem hayret
eder, hem hayran olur. Bu kişi âdeta yürüyen bir
kafadan ibarettir. Bu kafa, usturayla kazıtılmış
1 Nuri Pakdil;
Bir Yazarın Notları II
, Edebiyat Dergisi Yayınları,
Ankara 1980.