11
Bütün bunlar Nuri Pakdil’in çocukluğunun dip
akıntıları olarak yazılarına siner.
Annesi Nuri Pakdil’e sürekli öyküler anlatır. An-
nesinin anlattığı öykülerin ortak teması Araplar,
özellikle de Cezayirlilerdir. Nuri Pakdil, merak
etmesine rağmen bu öyküleri annesinin nereden
öğrendiğini, nereden bildiğini soramaz. Hayıflanır
bunu soramayışına.
“
Hiç yazılmamış uzun bir destandır annelerin yüzleri.
-
Anne, hadi, biraz daha anlat o öyküyü.
-Araplar, uzun, ince, beyaz atlarına binmişler; koşturu-
yorlar atlarını. Büyük deniz varmış geçmek istedikleri.
Ellerini açmışlar; durmadan yakarmışlar Tanrı’ya, yar-
dım dilemişler.
-Sonra?
-Sürmüşler atlarını denize.
-Çok gitmişler mi ondan sonra da anne?
-Günlerce, haftalarca gitmişler, gitmişler, gitmişler.
-Nereye gitmişler sonra anne?
-Cezayir’e varmışlar.
Yanımda Cezayirliler koşarlardı, ben de koşardım on-