112
İşgal yıllarında, Türk gençleri ile İşgal Kuvvetleri
arasında başlayan boks karşılaşmaları zamanla büyük
ilgi görmüş ve yeni yıldızlar da ringilerde görülmeye
başlanmıştı.
Boksun Türkiye’deki ilk dönemlerinde Ermeni
Hastanesi’nin bahçesinde ilk ringlerde kuruluyor ve Pazar
günleri İstanbul’un çeşitli bölgelerinden gelen boksörler
burada mücadele ediyordu. Bu açık alan doğal olarak
gençlerinbu spor dalına yönelmesine yol açacaktı.Akşiyani
Efendi’nin Beyoğlu’nda kiraladığı bir lokalde kurduğu
ring, iddialı maçlara sahne olmuştu. Kulübün giderleri ise
Fransa Boks Federasyonu tarafından karşılanıyordu. Bu
kulübün yanı sıra Skating Palace, Chante Claire, Vcariete,
Winter Palace boks maçlarının sahne olduğu yerlerdi.
Taksim Skating Salonu, 1921 yılında bir
boksörümüzün vefatına da sahne olmuştu. Amerikalı
rakibi Butling Kelly’i ile karşılaşacak olan Pakrat, ringe
karnını doyurarak çıkmıştı. Karşılaşmanın 10. raundunda
yediği sert bir yumrukla bir daha ayılmamak üzere
yığılıyordu.
Pakrat,
Türk
boksunun
ringlerindeki
ilk
kurbanıydı. Hakem Mazlumidis maçı durdurmadığından
hatalı bulunmuş, günlercemanşetlerden inmemişti. Pakrat,
Beyoğlu’ndaki Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde düzenlenen
törende tabutunun üstünde eldivenleri görülüyordu (19
Eylül 1921). Mazlumudis daha sonra Fransa’ya gitmiş ve
Mazlum Efendi adı ile büyük ün kazanmıştı.
Dönemin uluslararası alanda tanınan ismi
Hayrebedyan’ın İstanbul müsabakaları heyecanla takip
edilmişti. VefaKulübü’nünTürkiye, Fransa, İtalya üçlüboks
turnuvası uzun yıllar hafızadan silinmemiş, Hayrebedyan
Kamil İçli müsabakası unutulmamıştı (1950).
Boksa Sıtkı Bey’in teşvikiyle başlayan Yorgo Tagar
(1912) Fransa, Mısır ve Yunanistan’da ringe çıkmış, İkinci
Dünya Savaşı’nın sonunda tekrar Türkiye’ye dönerek
antrenörlük yapmıştı.
Sahen Minasyan ise Milli formayı giymiş, Türkiye
şampiyonu bir boksördü (ölümü 2000).
Altın
Yumruklar
Taksim stadında bir güreş müsabakası
1929
