42
ça vakit geçirmeyi de bilir,
“nasıl yalnız olduğumuzu
anladım / kimseler yoktu ikimizden başka birbirine bakan”
diyebilecek kadar yalnızlık sularına açılmayı da…
İslami çevrenin ilk serüvencisidir. Bu çevreden
Avrupa’yı otostopla dolaşan ilk kişidir. Türkiye’de
çok az kimsenin otostopla gezi yöntemini denedi-
ği bir dönemde, sırtında
trendy
bir çanta ve uzamış
tıraşıyla Batı yollarında büyük serüvenler yaşar.
“Doğunun Yedinci Oğlu”
yla
Yorgun Serüvenci
arasın-
da gidip gelir.
Okuldaki öğrenci listesinden âşık olmak için, is-
mine bakıp kız seçecek kadar uçarıdır. Her kavruk
Anadolu genci gibi sarışınları sever. Ellerinde hep
beyaz bir gül destesi vardır. Gözlerinde sisli puslu
bir akşam… Sarışın bir yalanda burkulan yüreğini
birçok yerde bırakır. Almanya’ya gittiğinde en çok
kızların nasıl da bu kadar sarışın olduklarına şaşırır.
Hem çok dağınık hem iradesine müthiş sahip ve
hem de serüvencidir. Dağınıktır, çünkü ilk gençli-
ğinde bir filmi üst üste 13 kez izlemiştir. İradesine
müthiş sahiptir, kafasına taktığı bir şeyi gerçekleş-
tirmek için sonsuz bir gayret gösterir.
İstanbul’da Alman Dili ve Edebiyatı bölümüne kay-
dolur. Okulunu on yılda bitirir. Rilke üzerine ha-
zırladığı mezuniyet tezi, bilimsel bulunmayarak
reddedilir. İleri sürdüğü görüşleri, arkadaşlarının
önerisiyle tanınmış bazı isimlere isnad ederek tezi-
ni kabul ettirir. Okulu bitirdiği yıl, doktora sınavını
kazanır. Ancak, burs bulamadığından, üniversite se-
rüveni sona erer.