Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 173

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Cihan AKTAŞ
- 171 -
(Tanır da sessizdi gerçi. Daha sonra bunun farklı bir sebebi
olduğunu öğrendim: Yazmaya sevk eden sebeplerini iyi tanı-
mak ve benliğinde birikmiş cümleleri seçmek için bir yazarın
uzun yalnızlık dönemlerine ihtiyacı olabilir.
1953 Maraş do-
ğumlu Tanır için yazmak, 13-14 yaşlarında geçirdiği menen-
jit hastalığı sonucu yitirdiği işitme yeteneğinin de yerini alan
bir tutkuydu. İlk roman denemesini 14 yaşında gerçekleştirdi
ve yayınlamaktan değilse de yazmaktan hiç kopmadı. “Bütün
yüreğiyle duyduğu hayatı ve insanları kelimelerle dokuma-
ya devam etti;
Alagün
’le,
Güz Yağmurları
’yla,
Sonsuz Uzun
Ölüm
’le.)
Tanışma zamanını kaçırmamak, tesadüflerin kıymetini bil-
mek gerek. Süleymaniye Tuğba Kur’an Kursu’ndan arkadaşım
Handan Çelik’in eşi şair Mustafa Çelik,
Mavera
Dergisi’nde
Genel Yayın Yönetmeni’ydi. Bir gün derginin Cağaloğlu’nun
arka taraflarına düşen bürosuna gitmiştim; yıl 1985. Mustafa
Çelik’in odasında Cahit Zarifoğlu ile karşılaştım. Tanışmak
için ileri çıkmadım, durduğum köşede yine sessizliğe gömül-
düm. Onu nasılsa yakından tanıyacaktım, sorular hazırlıyor-
dum, daha vakit vardı. Bir dergi bürosunda tanıştığım genç bir
şair kadınların şiir yazamayacağını söylemişti bana. Şiirden
vazgeçmiş, öyküler yazmaya başlamıştım. Herhalde kendimi
ikna edebildiğim metinlerle karşısına çıkacağım güne kadar
erteliyordum tanışma zamanını. Müstear bir isimle yazılar
yazıyordum dergide, ama henüz “kendim” değildim, kendi
sesime ulaşmamıştım. Oda büyüktü, birileri uzaktan uzağa
1...,163,164,165,166,167,168,169,170,171,172 174,175,176,177,178,179,180,181,182,183,...194
Powered by FlippingBook