58
Edebiyat
■
‘Şair olmadığım için edebiyat eleştirmeni oldum.’
diyen Nurullah Ataç’ı, ortanın altında şeyler yaz-
mış olmasına rağmen kendisini şair sayan Ahmet
Hamdi Tanpınar’a göre daha tutarlı görür.
■
27 Mayıs’ı şiir açısından önemli bir dönemeç ola-
rak görür. Askeri İhtilal sonrasında, 10. Yıl Marşı’nın
iki şairinden biri olan iyi şair Faruk Nafiz’in
Yassıada’ya gönderilip şairliği tartışılan Behçet
Kemal’in kurucu meclise alınmasını, Türkiye’yi yö-
neten kişilerin şiir konusundaki tercihleri açısından
önemli bir ölçü kabul eder.
■
Cemal Süreya’yı oynak, Turgut Uyar’ı tutarlı bu-
lur.
■
Sezai Karakoç’un, Türkiye’de sağ görüşlere sahip
olup da sol aydınlar dünyasında yer etmiş ilk isim
olduğunu söyler.
■
Derrida ve Baudrillard gibi postmodernleri şarla-
tan olarak değerlendirir.
■
Şiirlerinden kesitlerin kullanıldığı Sinan Çetin’in
Prenses filmini saçma sapan bir çalışma olarak değerlen-
dirir. ‘Devrimciliği bırak, yaşamaya bak’ felsefesini işle-
yen filmi, bir zavallılık olarak görür.
■
Orhan Pamuk’u, Halit Ziya Uşaklıgil ile karşılaş-
tırmayı bile gereksiz bulur. Kerime Nadir’le Orhan
Pamuk arasındaki ortak nokta, ona göre her ikisinin
de Türk edebiyatına olan uzaklıklarıdır.
■
Nobel Edebiyat Ödülü’nü reddedip İsrail tarafından