Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 56

54
cu malzeme sunamayacağını belirtir. Şiirle ilişkisini
ideolojik bir ilişki içerisinde kuranların zihinlerinin
‘azdırılmış bir ideoloji, ideolojiyle yere çalınmış bir
şiir özentisi’yle dolacağına dikkat çeker. ‘Donuk ha-
yallerin, şiirin devingen gerçeğini de karartacağını’
söyler. Asıl ‘suçlu’nun, kaleme almış olduğu şiirleri-
ni, ideolojinin emrine veren ve kendilerini birer ‘icra
sanatçısı’, birer ‘muganni’ sayan şiir yazanlar da ol-
duğunu ifade eder.
Türkiye’de şiir ile toplumun hâli arasında ciddi bir
irtibat olduğunu düşünür. Çevresindeki birçok in-
sanın bu irtibatı fark ederek yaşamış kişiler olma-
dığını bilir. “Türkiye’de şiirle bu milletin hayatiyeti
arasında çok doğrudan, sıkı bir bağ var, ama büyük
sayıda insan bu bağdan habersiz olarak, bu bağa bi-
gâne kalarak ve hatta bu bağı reddederek yaşıyor.”
der.
Hangi metnin bir dünya görüşünün kaynağı ol-
duğunu söylerseniz, o metnin artık şiir olmadığını
söylemiş olursunuz. Biz bir şiiri herhangi bir dünya
görüşü sahibi olmak ya da bir dünya görüşü içinde
haklı delillerle kendimizi beslemek için okumayız.
Benimsediği düşüncelerin şiirlerde ‘teren-
nüm’ edilmesini özleyen insan ne zavallıdır!
Düşüncelerinin anlatım imkânını şiirlerin çerçevesi-
ne sığıştırmak yahut şiirlerde düşüncelerini seyret-
mek çaresizliğine düşmüştür.
Bazı şairlerin kendilerini siyasi doğruları, inanç
soyutlamalarını savunabileceklerine inandırmış ol-
malarıdır. Ama ideolojik doğrular her zaman şiirin
1...,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55 57,58,59,60,61,62,63,64,65,66,...132
Powered by FlippingBook