78
olan Mesropyan’da jimnastik öğretmenliğine başlamıştı.
Okulun bir bölümünü bu spor dalına ayırıyor ve ilk spor
tesislerini burada kuruyordu. 1901 Haziran’ın da bir spor
şenliği düzenlemiş ve halk tarafından büyük ilgi görmüştü.
Şenliğe 100 sporcu katılmıştı. Ancak bu şenlik ihbarla
son bulacak ve Elmaysan 1905 yılındaki ikinci ihbarın
ardından İzmir’den ayrılmak zorunda kalacaktı.
Bir başka kuruluş da Zaven Kuyumcuyan’dan
gelecekti. Futbola ilgi büyüktü ve bağımsız olarak spor
yapanlar bu yeni kulübün adını “ Futbolcular Birliği”
koyacaktı.
Uluslararası turnuvalara katılma hakları yoktu.
Bu nedenle futbolcular Ege’nin ilk kulüplerinden biri olan
Belops’a katılacaklardı.
Kulüpler ardı ardına kuruluyordu. Apollon,
Knar ardından ortaya çıkacaktı. Kulüplerden ayrılanlar
vardı ve ayrılanlar birlişerek “Ermeni Avcılar” kulübünü
kuracaklardı. Bıgırdıç Yanıkyan’ın çabaları ile kurulan
kulübün sporcu sayısı kısa bir zaman içinde 600’e ulaşmıştı.
1910 yılında “Gümüş Kupa” adında bir turnuva
düzenlenmişti. Turnuvanın amacı en iyi takımı ortaya
çıkarmaktı. Ermeni Avcılar, Rum Kulübü Belob, Apollon
ve İngilizlerinPurnapat Kulübü arasında geçen turnuvanın
galibi 26 Mart 1912 yapılan son karşılaşma ile Ermeni
Avcılar olmuş, İzmir Gümüş kupasını kazanmıştı. Kirkor
Cocolyan, başarıyı şu sözlerle dile getirecekti:
“Bu başarı maddi getirisinden çok daha fazla
kulübe manevi getirisi olmuştur. Bu sayede kulübe
Ermeniler arasından daha fazla hayırseverlerin çıkmasına
sebep olmuştur. Bu spor faaliyetlerinden uzak ve ilgisiz
insanlar bile, milliyetçiliğin verdiği ruhu içlerinde
hissetmişlerdir.”
Türk asıllı İzmirli gençler de aynı günlerde hareket
geçmişti. “Bizim neden bir spor kulübümüz yok?” diyen
Kadızade Reşit, kardeşi Zühtü (Işıl), Süreyya Bey, Refik
Bey, Osman Nuri ve Örnekköylü Hüseyin Bey İzmir’in
ilk Türk Kulübü olan Karşıyaka Mumarese-i Bedeniyye
Kulübü’nü kuruyorlardı.
Kırmızı-yeşil renkleri altında 1912 yılında resmen
kurulan kulüp Omiros isimli bir Rum’a ait arsayı düzeltip
bir futbol sahası haline getirmişlerdi.
İttihat ve Terakki Fırkası’nın sorumlu sekreteri
olarak İzmir’e gelen Mahmud Celal Bey (Celal Bayar)
kentte parti örgütünü kurarken İzmir’li gençlerle de
konuşmuş ve spor alanlarının güçlenmesi için parti kanalı
ile tahsisat ayırabilecekleri sözünü vermişti. Ardından
sporcu gençlere verilen maddi destek spor kulüplerinin
hızla açılmasını sağlamıştı.
İzmir’de Karşıyaka’dan sonra kurulan ikinci kulüp
ise Altay olacaktı. Altay İdman Yurdu 16 Ocak 1914 de
Altay Hilal adı ile kapılarını futbola açıyor, İngiliz ve Rum
takımlarının egemenolduğu İzmir’de yapılankarşılaşmalar
oldukça çekişmeli geçiyordu.
Bu karşılaşmaların en ilginç yanlarından biri
de takımları desteklemek için yapılan hareketlerdir.
Hirstostomos’un Rum takımlarının maçlarına Evangelidis
Mektebi’nin bandosunu getirdiğini gören İzmir Askeri
Kumandanı da sahaya askeri bandoyu göndermeye
başlamış, Vali Rahmi Bey ve İzmir müftüsü Cevherizade
Hamdi Bey de devamlı seyirciler arasında yer almaya
başlamıştı.
Bu arada Altınordu’nun da temelleri yine bazı
Altay’lılar tarafından atılacaktı. Altınay, Sakarya, Ateşspor,
Doğanspor derken İzmirspor’un ardından Göztepe’nin
gelişi de (1925) Ege’de futbol sağlıklı bir görünüm
kazanacaktı.
Altay’ın ilk futbol takımı 1908