Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 65

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Hüsrev HATEMİ
- 63 -
“nasibim bu, tecelli taksirat yahu” mısralarını semai havasında
neşeli bir tarzda tamamladı. Böylece Hüseyin, bahsi kazanmış
oldu. Anneannemin konuşma dilinde, İstanbul Türkçesine
Rumcadan, İtalyancadan geçmiş kelimeler de bulunurdu.
Babaannem, kendi içindeki dünyasında yaşar, bu gibi kelime-
leri öğrenmeye gayret sarf etmezdi. Anneannemin meşhur ke-
limelerinden biri “Kumpanya” kelimesi idi.
Havagazı şirketine “Gaz Kumpanyası”, elektrik idaresine
“Elektrik Kumpanyası” derdi. Kumpanya sözü, 1960’lı yıllara
kadar İstanbul çocuklarının oyun tekerlemelerinde yer alır-
dı. “Aya maya kumpanya” gibi. 1966’da anneannem ölünce,
kumpanya kelimesi de Katolik milletine mensup olduğun-
dan, onun defnedilmesi de Feriköy Latin Katolik mezarlığın-
da yapılmış gibi gelmişti bana. Babaannem radyo dinlemez
ve radyo açıksa da, hiç ilgilenmezdi. Sadece Azeri Türkçesi
konuşurdu. Bir gün ondan, bana ve kardeşime çok tuhaf ge-
len bir kelime duymuştuk. Gençliğinde, Dilman şehrinde,
“Fehlettubba” adında bir hekimin, ona teşhis koyduğunu söy-
lemişti. Akşam babam eve gelince, bu garip kelimenin sırrı
çözüldü. Bu kelime, isim değil, o hekime verilmiş bir unvan
imiş. Fahrül Etibba ünvanını (Hekimlerin övüncü) babaan-
nem “Fehlettubba” şeklinde duymuş ve aklında öyle kalmış.
Sokağımızdaki veya çevremizdeki yaşlı hanımlardan Sahure
Hanım Osmanlı döneminin son, Cumhuriyetin ilk “Okumuş
Yazmış” hanımlarının modeline uyuyordu. Beyaz saçlarını bir
bandla tutturur, sürekli etek bluz veya etek hırka ile dolaşırdı.
1...,55,56,57,58,59,60,61,62,63,64 66,67,68,69,70,71,72,73,74,75,...194
Powered by FlippingBook