114
zetesinde, sonraki bölümlerini de
Mavera
dergisinde
yayımlar.
1983’te Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Basın
Ödülü’ne değer görülen çalışma, daha sonra 1985’te
İstanbul’da Akabe Yayınları’nca kitap olarak da ya-
yımlanır.
Anlaşılmamak
Erdem Bayazıt’ın ardından, Bayazıt’ı ne de çok an-
layamayan olduğu görülür. Özellikle, şairin soyadı-
nı ‘Beyazıt’ yazacak kadar şiirden, şairden anlayan
bir ‘yeminli anti komünist, milliyetçi, muhafazakâr,
‘sağcı’ siyasetçi, Bayazıt gibi bir şairi hayırla anmak
yerine kendini tutamaz ve aynen şu satırları yazar:
“Maveracılar’ın Ankara’da Bayındır Sokak’taki mütevazı
yerlerini ziyarete giderdik. Ne kadar kötü şartlarda yıl-
madan çalıştıklarını görürdük. Solcu geçinen sosyetik
şairlerin içki âlemleri, çapkınlıkları ve bohem hayat tarz-
larından onlarda eser yoktu. Hepsi de mazbut Anadolu
insanlarıydılar.
Vatansever, imanlı ve dindardılar. Ne yazık ki, müşterek
bir kötü alışkanlıkları vardı. Hemen hepsi de sigara tiryaki-
siydiler. Katlandıkları meşakkatleri tütününün dumanıy-
la paylaşırlardı. Kimbilir, belki de çoğunu genç yaşta kay-
betmemizin sebebi de budur. Değerli şair Cahit Zarifoğlu
henüz 47 yaşındayken vefat etti. Onu ‘İkinci Âkifimiz’
Mehmet Âkif İnan takip etti. Şair Alâeddin Özdenören de
genç yaşta Hakka kavuştu. Erdem Bayazıt dahil tamamı
da kanserden (özellikle Akciğer Kanseri’nden) öldüler ve
Mâvera’ya göç ettiler.