SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Cahit KOYTAK
- 121 -
Eski Sahne
ve Aziz Oyuncular
daracık uzunca bir avlu,
mutfak olarak kullandığımız
bir ‘tandır evi’
ve tandır evine açılan,
yoksullara vergi bir mizah zevkiyle
‘
kuyu
’ dediğimiz,
Yusuf ’un kuyusundan hallice,
yeraltında, eski kilerden bozma
on beş metre karelik
o kutlu odada
tam on kişi yaşıyorduk:
yedi kardeş, anne-baba
ve ‘
büyükabla
’ diye çağırdığımız,
ermeni tehcirinde
merhameti sonsuz Tanrı’nın
kuyuların bu en rahme benzeyeninde
‘sitar’
1
ettiği, dulların en güzeli,
inananların hası,
yetmişlik Fadime Abla.
sonra, bütün kış boyu köyden
kağnılarla oyunlara taşınan,
1 ‘sitar’ etmek: Arapça
setr
sözcüğünden geçen ve Erzurum günlük konuşma dilin-
de,
barındırmak, kol kanat germek
anlamında kullanılan bir sözcük.