Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 56

52
GARO HAMAMCIOĞLU:
Spor yaşamına
Taksimspor’da başlamıştı. Askerlik görevine kadar bu
kulüpte yer alan sporcumuz, dönüşünde Sarıyer’e transfer
olacak ve 14 yıl süren oyunculuğu sırasında takımın
kaptanlığını da üstlenecekti. Saha içindeki mücadelesini
noktaladıktan sonra “duygusal olarak bağlı olduğu”
Taksimspor’a dönecekti. Birikimlerini Taksimspor
Kulubü’nde başkan olarak aktaracak ve başarılarda pay
sahibi olan başkanlar arasında yer alacaktı.
NUBAR HAMAMCIOĞLU:
Futbola Şişli’de
başlamıştı. Taksimspor’un kurulmasıyla Sarı-Kırmızılara
geçenNubar, yıllarca takımınınkaptanlığını daüstlenmişti.
Harp yıllarında Galatasaray forması ile uluslararası alanda
da yer almış, İstanbul Muhtelit formasını da giymişti.
YERVANT BALCI:
Taksimspor’da futbola
başlayan sporculardandır. Ardından Galatasaray ve
Samsunspor’un kalelerini de korumuş, iki kez mahalli lig
şampiyonluğu da yaşamıştı. Çok yetenekli bir kaleciydi.
Adanaspor’da oynadığı kulüpler arasındaydı.
MEHMET ÖZGÜL (ÇİLLİ MEHMET):
Taksim genç takımında yetişti. Süleymaniye Sirkeci’ye
transfer oldu. Ardından Galatasaray Kulübüne geçen
Mehmet, 10 kez milli formayı giyerek uluslararası alandaki
başarılarda pay sahibi oldu.
MADAT
KABARACIYAN:
Kulübün
kurucuları arasındadır. Santrafor olarak futbol oynamış,
idarecilik yapmış, kulübün başkanlığını da üstlenmiştir.
GARBİS PARSEHYAN:
Lakabı “ Gözlüklü
Garbis”ti. Gözleri ileri derecede bozuk olduğundan bu
lakap kendisine verilmişti. Yağmur, çamur demeden
sahada yer alan, maç sırasında gözlüklerini forması
ile silerek oyuna devam eden bir oyuncuydu. Türkiye
liglerinde gözlükle oynayan ilk futbolcuydu. Adana
Demirspor maçında rakibi ile çarpışmış, gözlük sapı
yanağını delerek saplanmış, tüm ısrarlara rağmen gerekli
tedavisini yaptırdıktan sonra maça devam etmişti.
MIGIRDIÇ BATMAZ:
Futbolcuların saha
içindeki başarıları oyun güçleri kadar saha kenarındaki
taraftar ve amigolara da bağlıydı. Onların takımına
verdikleri alkış ve sesleri en büyük destekleriydi.
“MIGIRDIÇ
BATMAZ”
Taksimspor’un
“sempatik
amigo”su olarak isim yapmıştı. Sesi saha dışına kadar
çıkardı. O bağırdığında taraftarlar coşar, coşmayanlara da
kızardı. Taksimspor aşkını daha sonraki yıllarda yönetim
kurulunda yer alarak sürdürecekti.
VARUJAN JAMPOÇYAN:
1957 İstanbul
doğumludur. Futbola Kınalıada’da başlamış, kendisini
seyreden Zaven Tovmasyan ve Garo Özodabaşyan
tarafından Şişli Kulübüne, oradan da Beşiktaş’a transfer
olacaktı. Ardından Vefa, Karagümrük ve Feriköy’de de
oynayan Varujan Taksimspor’a gelecekti.
GARBİS TOROS:
Samatya’lıydı. İlk futbol
denemelerini Sahakyan takımında yapmış ve kısa bir
zaman sonra antrenörleri tarafından santrafor olarak
oynatmaya başlamışlardı. 1965 yılında Taksimspor’a
profesyonel olarak öneriliyor, Garbis 1966-67 sezonunda
saha içinde yerini alıyordu.Daha çokkafa golleri ile tanınan
ve sporseverler arasında “altın kafa” lakabı ile anılan Garbis
1972 yılında Galatasaray’a transfer olacaktı. Futbolu
bıraktıktan sonra oyuncu antrenör olarak Yıldırımspor ve
Sahakyan kulüplerinde faaliyet gösterecekti.
ALEKSAN
DADYAN:
1943
Feriköy
doğumludur. 1958 yılında Şişli Kulübü’nde futbola
başlamıştı. Askerlik görevinin ardından Taksimspor’da
(1965) oynamaya başlayacak ve 9 yıl kaleyi başarı ile
koruyacaktı. Aleksan ardından Beykoz’a transfer oluyor
ve 4 sezon sonra da Sarıyer’e gidiyordu. 1980 yılında futbol
yaşamını noktalamıştı.
MİNAS ASA:
1958 yılında İstanbul’da dünyaya
geldi. Küçük yaşta yeteneğini fark eden kişi tecrübeli
oyuncu Arto Vartanyan oldu. Taksimspor Kulübü’ne
kazandırılanMinas Asa 3 yıl bu takımda oynadıktan sonra
Şişli Kulübü’ne transfer oldu.
İleri üçlüdeydi. Çok başarılı oyunlar çıkarmış
ve 33 gol atmıştı. Ardından Karabükspor’a oradan da
Boluspor’a gidiyordu. Yıl 1978’di ve Minas bu kulüpte iken
de başarılarını sürdürmüştü.
Artık birinci lig takımlarının takibindeydi.
Kazanan Bursaspor olacak ve yeşil-beyazlı formayı
giyecekti. Sakin tavrı, fırsatçılığı, güçlü yapısı ve forvetteki
başarılı oyunları onu aranılır kılan özellikleri arasındaydı.
Lakabı “Kunta Kinte” idi. Bu lakabın kendisine neden
verildiğini şöyle anlatıyordu:
“1980’li yıllarda kölelik konusunu işleyen “Kökler”
isimli bir dizi vardı. Ben o sıralar kısa saçlıydım. Takımda
sağ bek oynayan İbrahim bana “Sen Kunta Kinte’ye çok
benziyorsun” dedi. Öyle kaldı adım. Maçta uzun top
atarken bana Kunta diye bağırırdı arkadaşlarım…” Futbol
yaşamını noktaladıktan sonra antrenör oyuncu olarak
çalışmalarını sürdürecekti. Şişli, Cihangir ve Gedikpaşa bu
kulüpler arasındaydı.
Doğup büyüdüğü kulüpTaksimspor’du ve Minas
Asa Kulübüne geri dönecek ve gençlere sadece futbolun
tekniklerini değil, güzelliklerini de öğretecekti.
Taksimspor Kulüp Arması
1...,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55 57,58,59,60,61,62,63,64,65,66,...188
Powered by FlippingBook