Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 13

12
Senem Aslan
politik aktivitelerin dışında kalma, yaşanılan mekânın özellikleri, sosyal bütünleşmenin
dışında kalma ekonomik istikrarsızlık olarak sayılabilmektedir (Larsson ve Halleröd B.,
2009, s. 55).
Sosyal dışlanma ve suç çok yönlü bir ilişkiye sahiptir. Sadece ekonomik katılım yoksun-
luğunu kapsamayan aynı zamanda sosyal ve politik ilişkileri de içeren sosyal dışlanmaya
maruz kalmış kişiler her yaştan olmak üzere ceza adalet sisteminde yer aldıkları görülmek-
tedir (Hale ve FitzGerald, 2007, s. 142).
Hale ve FitzGerald, Social Exclusion and Crime (Hale ve FitzGerald, 2007, s. 142) “Sosyal
Dışlanma ve Suç” adlı çalışmalarında sosyal dışlanma ve suç arasındaki ilişkiyi üç farklı
yönden ele almışlardır. Bunlar işgücü piyasasının rolü, tüketici olarak ekonomik katılım ve
ceza adalet sisteminin etkisi şeklinde sıralanmaktadır.
İşgücü piyasasının sosyal dışlanma ve suç üzerinde önemli etkileri olduğunu belirten Hale
ve FitzGerald işgücü piyasasından dışlanan ve ekonomik olarak marjinalleşen bireylerde
suç davranışında artış eğiliminin görüldüğüne dikkat çekmektedirler. Hale ve FitzGerald
bireyin tüketim toplumuna katılımında ise günümüzde özellikle teknoloji alanındaki yenilik-
lerin gençler tarafından yoğun tüketiminin söz konusu olduğunu bu nedenle de firmaların
gençlere yönelik ticari kampanyalar yürüterek gençleri hızlı bir tüketime yönlendirdikleri-
ni gençlerin de ekonomik olarak karşılayamadıkları durumlarda toplumdan dışlanmamak
adına suç davranışını bir çözüm olarak gördüklerini tespit etmişlerdir. Bu noktada son
yıllarda genç suçlular arasında hızla artan cep telefonu hırsızlığını örnek olarak göster-
mektedirler. Ceza adalet sisteminin dışlanma üzerindeki etkisi ise şu şekilde açıklanmıştır.
Sistem tarafından cezalandırılan birey hapishaneye girerek etiketlenmekte veya potansi-
yel dışlanmış olma özelliği taşıyabilmektedir (Hale ve FitzGerald, 2007, s. 142).
Young ve Matthews’e göre genç suçluluğu birbirine bağlı birçok problem ile birlikte ortaya
çıktığı düşünülse de bunları kontrol eksikliği ve gençlerin sosyalizasyon süreci olmak üze-
re iki farklı biçimde ele almak mümkündür. Öncelikle iyi bir şekilde çocuk yetiştirememe,
yetersiz eğitim (okuldan uzaklaşma, devam etmeme gibi), sosyal dışlanma, alkol ve uyuş-
turucu bağımlılığı gibi durumlar sonucunda gençler arasında suça eğilimin görülmesi söz
konusu olabilmektedir (Young ve Roger, 2011, s. 9).
MacDonald bireyin geçiş dönemi olarak ele aldığı gençlik çağında etkili olan kurumlara,
düzenlemelere ve politikalara dikkat çekerek bunların gençlik dönemini yapılandırdıklarını
vurgulamaktadır. MacDonald’a göre bunlar arasında bulunan aile, eğitim, barınma, istih-
dam ve adalet sistemi gibi yapıların son yıllarda uğradıkları bir takım değişiklikler gençliğin
geçiş dönemini olumsuz yönde etkileyebilmekte böylece gençlik döneminin daha riskli,
daha güvensiz hale gelmesini ve hali hazırda dezavantajlı olan gençlerin sosyal dışlan-
mış olma eğilimlerini arttırmaktadır (Macdonald, 1997, s. 186). Williamson H.; MacDonald
gibi gençliği bir geçiş dönemi olarak tanımlamakta erken bir dönemde okulu bırakmanın,
meslek edinme hazırlıkları içerisinde bulunmamanın ve bunun sonrasında iş gücü piya-
1...,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,...182
Powered by FlippingBook