Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 140

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Arif AY
- 138 -
dedi. Çektiği filmi de elime tutuşturdu. Niğde’ye döndüm ve
dispansere gittim. İçeride beyaz önlük giymiş birine “Beni
askerî hastaneden gönderdiler, verem olduğumu söylediler,
bana ilaç verecekmişsiniz” dedim. Adam bir torba dolusu ilaç
verdi. “Bunları kullan, bir ay sonra tekrar gel” dedi. Ayrıca
“havlunu, tabağını, kaşığını ayıracaksın, bol bol bal ve tereya-
ğı yiyeceksin” dedi. Bir ay sonra tekrar dispansere gittim. Aynı
adam yine bir poşet dolusu ilaç verdi. Önceki ilaçların faydası
olup olmadığına bakmayacak mısınız, muayene etmeyecek
misiniz dedim. “Öyleyse bekle doktor gelsin” dedi. Yarım saat
sonra doktor geldi. Durumu anlattım kendisine. Elimdeki fil-
mi alıp ışığa tuttu. Beyaz önlüklü adama bağırmaya başladı
sen bu adama ilaç mı verdin diye. “Bu adamın ciğerleri senden
benden daha sağlam” dedi. Bana da “Haydi git evladım” dedi.
Hava Astsubay Okulu maceramız böylece bitti. Meğerse baş-
çavuş beni kasıtlı olarak elemiş. Yedekten birini okula sokmak
için.
Bor Şehit Nuri Pamir Lisesi’nde okurken aynı zamanda
Bor’un
Sesi
,
Niğde’nin Sesi
gazetelerinde şiir yayımlıyordum. Bu gaze-
telerin muhabirliğini de yapıyordum. Bir kış günü bizim köy-
de bir çoban donarak ölmüş ve adamı defnetmişler. Bu olayı
haber yaptım ve
Bor’un Sesi
gazetesinde yayınladım. Haber
üzerine savcılık olaya el koydu. Muhtarı tutukladılar. Adamı
mezarından çıkarıp otopsi yaptılar. Haberle Bor çalkalandı.
Muhtar “Bunu gazeteye yazan kimse geberteceğim” diye kö-
pürüyormuş. Babam “Ortalıkta görünme, başımıza iş açtın”
1...,130,131,132,133,134,135,136,137,138,139 141,142,143,144,145,146,147,148,149,150,...194
Powered by FlippingBook